Çevre ve doğa koruma gibi kavramların dünya ülkelerinde bırakın konuşulmasını, akıl dahi edilmediği dönemlerde ulu önder Mustafa Kemal Atatürk bir dalı kesilmesin diye koca bir köşkün yerini değiştirterek dünyaya ders verdiği ve bugün Yalovamız’a gelenlere gururla anlattığımız yürüyen köşk misali gözlerimizin önünde iken, aynı ciftliğin diğer ucunda koskaca 60 – 70 yıllık ve Türkiye’de bu büyüklükte sadece 2 tane olduğu söylenen Pırnal Meşesi ölmesi pahasına sırf gösteriş olsun diye inşaa edilmesi planlanan bir cami inadı uğruna feda edilmek isteniyor.
İşin uzmanlarına göre bu yaştaki bir ağacın, özellikle yaz mevsimi ortasında, yeri değiştirildikten sonra yaşamasının neredeyse imkansız olduğu bildirilmesine rağmen alel-acele telaş içinde işe başladılar. Ve bu telaş içinde muhteşem güzellikteki ağacın yarısını buduyoruz bahanesiyle kestiler. Allahtan birileri işin farkına vardı da ağaç tümden yok edilmeden işlem durduruldu. Simdi yarısı katledilmiş olan ağacın yerini değiştirme telaşına girdiler.
Daha önce bu ağacın bulunduğu alandan birkaç yüz metre ileride, meteoroloji alanında okul yapacağız diye yerlerini değiştirdikleri çamların hepsinin kuruduğuna şahit olduğumuzu hatırlamayacağımızı sanıyorlar her halde.
Evet Yalova’daki Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü bahçesindeki meşe ağacından bahsediyoruz. Tarım topraklarını ve bu değerli araştırma enstitüsü bütünlüğünü her pahasına koruması gereken enstitü eski müdürü ve şimdi de Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdür yardımcısı Yılmaz Boz bey daha önce cami yapımı için tahsis edilen arazinin daha da büyütülmesi konusunda da gerekli yazıları imzalamış ve göndermiştir. Ve cami için tahsis edilen arazinin büyütülmesinin bir sonucu olarak kabak bizim Pırnal Meşesinin başına patlamıştır. Ve görünen odur ki daha önce yıkılan 3 lojmana diğerleri de eklenerek enstitüde çalışanlar başlarının çaresine baksın denilmiştir.
Bu işe girişenler şu sorulara mantıklı bir cevap vermişlermidir acaba?
İDO’nun gemilerinde mescitler var iken, İDO Yalova terminalinde bir mescit mevcut iken, cami planlanan sahanın birkaç yüz metre mesafesinde birçok camii (Fidanlar Camii, Çınarlı Camii, Hacı Hayriye camii, etc) mevcut iken, bu sahile yapılacak olan camiiye kimler gidecek?
Bir tarım araştırma enstitüsünün bütünlüğünü bozacak kadar bu camiye ihtiyaca varmıdır?
Valilik arkasında ve deprem riski nedeniyle yıkılan Kubbeli Caminin yeniden inşaası için yardımlar beklenirken bu yeni camiye ihtiyaç var mı?
Tarımsal araştırmalar, gıda güvenliği gibi konular önemli değil, zaten orada da tarım yapılmıyor çalışanların lojmanları vardı diye düşüneler olduğu sürece daha çok çeker bu toplum.
Meşenin Orjinal Hali

Meşenin Budandıktan Sonraki Hali

Cami İçin İstenilen Arazinin Önceki ve Sonraki Alanı

Meşenin Yer Değiştirme Çalışmaları
