AKDENİZ ANEMİSİ, YALNIZ AKDENİZ BÖLGESİ DEĞİL TÜM BÖLGELERDE GÖRÜLEN BİR ANEMİ ŞEKLİDİR
Özel Atakent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Jale BAYKAL, akdeniz ülkelerinde görülen önemli bir hastalık olan “Akdeniz Anemisi (Beta Talasemi)” hakkında bilgi verdi.
Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready... |
Özel Atakent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Jale BAYKAL, akdeniz ülkelerinde görülen önemli bir hastalık olan “Akdeniz Anemisi (Beta Talasemi)” hakkında bilgi verdi.
“ Akdeniz anemisi – Beta Talasemi, anne ve babadan çocuklara kalıtsal olarak geçen bir tür kansızlık hastalığıdır. Taşıyıcı kişilerin tespit edilmesi, genetik danışma ve doğum öncesinde tanısının konabilmesi ile önlenebilir bir hastalık olmasına rağmen dünyada her yıl binlerce kişi talasemi hastası olarak doğmaktadır. Talasemi Minor (taşıyıcı) olan kişiler, tamamen sağlıklı bireyler olup, tedavi edilmelerine gerek yoktur. Bu bireylere yanlışlıkla demir eksikliği tanısı konulabilir. Bu nedenle ayırıcı tanı yapılmalıdır.
Akdeniz anamisi, halsizlik, solukluk, iştah azlığı, karında oluşan şişlik, gözlerde sarılık, idrar renginde koyulaşma, yüz kemiklerinde şekil değişikliği ve dalak büyümesi gibi belirtiler gösterir. Hastalar hayatları boyunca belirli aralıklarla kan desteğine ihtiyaç duyarlar. Son yıllarda ağızdan alınan tablet şeklindeki ilaçlar da uygun görülen hastalarda kullanılabilir. Bununla birlikte kemik iliği nakli hastalığı tamamen düzeltebilen bir tedavi yöntemidir. İyi tedavi edilen, karaciğerde hasar oluşmamış hastalarda, doku tipi uygun sağlıklı kardeşten yapılan kemik iliği nakli başarılı olmaktadır.
Hastalıktan korunmada en etkili yöntem bilinçlenmedir. Toplum beta talasemi konusunda eğitilmeli ve akraba evliliklerinin riskleri açısından bilgilendirilmelidir. Özellikle taşıyıcılığın yüksek oranda görüldüğü bölgelerde hasta ve taşıyıcı bireylerin tüm akrabalarının kan tetkiki ile taranması ve evlenecek çiftlerin taşıyıcılık açısından değerlendirilmesi çok önemlidir. Eşlerin ikisinin de taşıyıcı olması durumunda eşlere danışmanlık verilmeli, genetik tanı merkezlerine yönlendirilmeli ve gebelik öncesinde gerekli tetkikler tamamlanmalıdır. İki taşıyıcının evliliği söz konusu ise çiftler mutlaka her gebeliğin erken döneminde (ilk 2 ay) doktora başvurmalı ve gerekli tetkikleri yaptırmalıdırlar.”