GRİP DEYİP GEÇMEYİN

Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready...

 

 

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa VURAL, havaların soğumaya başlamasıyla grip/soğuk algınlığının kendini göstermeye başladığı bu günlerde grip hakkında merak edilenleri yanıtladı.

 

mustafa Vural            Dr. Mustafa VURAL gribin geçiştirilecek bir rahatsızlık olmadığı, ciddi sağlık problemlerine yol açabileceği, var olan bazı sağlık problemlerini tetikleyerek istenmeyen sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır. Bu sonuçlarla karşılaşmamak için de özellikle risk gruplarında grip aşısı ihmal edilmemelidir, dedi.

 

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Vural, gripte esas olan tedavi değil korunma olduğu için bulaşma yollarına çok dikkat etmek gerekmektedir. Gripli kişinin, okula ya da işe gitmemesi, hastalığın en aktif olduğu dönemlerde sağlıklı bir ortamda dinlenmesi mecburi olduğundan hem kişinin bünyesini sarsmakta hem de önemli ölçüde iş kaybına neden olmaktadır. Sonuç olarak akılcı, gerçekçi ve sağlıklı çözüm grip aşının yaptırılması gerektiğidir. Buna ayrılacak bütçe aksi durumun getirdiği zararlar göz önünde bulundurulduğunda oldukça karlı olacaktır. Aşıya bağlı koruyuculuğun yaklaşık 2 hafta sonra ortaya çıkmaya başlayacağı ve bu sürede hastalığın geçirilebileceği unutulmamalıdır.

 

Aklınızda bulunsun;

Gribin tüm etkisi genellikle olduğundan daha az zannedilir ve fazla farkına varılmaz. Salgınlar her yıl gerçekleşir ve toplumun her bireyi için risk vardır. Grip salgınlarının toplum, birey, iş hayatı ve sağlık sistemleri üzerinde büyük bir etkisi vardır. Toplum düzeyinde grip, sağlık sistemi maliyetleri ve kayıp üretkenlik yüzünden ekonomik kayıplara neden olur. Örneğin; yalnızca A.B.D.’de gribin yıllık maliyeti 12 milyar dolar olarak tahmin edilmektedir.

 

 

Araştırma verilerine göre 15-64 yaş arası yetişkin nüfusta, grip komplikasyonları %24 oranında yüksek risk taşıyanları etkilemekte iken, %76 oranında sağlıklı kişileri etkilemektedir. Bu bulgu oldukça çarpıcı ve düşündürücüdür.

 

Ev, iş ve okuldaki yaşam, 2 haftaya veya daha uzun süre önemli ölçüde aksamaktadır. İşe gelemeyen öğretmenler nedeniyle kurum yönetimleri önemli oranda gelir ve imaj kaybına uğrayabilmektedirler. Şöyle ki; yalnızca A.B.D.’de, 1995’de gribal enfeksiyona bağlı olarak 79 milyon iş günü kaybedilmiştir.

 

İngiltere’ de ise hastalanarak işe gelememe olgularının %10-12’si gripten kaynaklanmaktadır. Verimlilik kaybı yalnızca iş gücü kayıpları ile belirlenmeyip ayrıca işteki performans ile de ölçülmektedir. Gripli kişilerin tepki verme hızlarının %55 oranında azaldığı bulunmuştur ve bu da iş güvenliğini tehlikeye atmaktadır, şeklinde açıklamada bulundu.

 

Geçtiğimiz yıllarda ülkemiz için büyük tehlike oluşturan domuz gribi, yeniden ortaya çıkarak vatandaşı tedirgin etti. Peki, özellikle sonbahar ve kış mevsimlerinde çok sık görülen bu hastalık nedir? Belirtileri nelerdir? Tedavi yolları nelerdir? Biraz da domuz gribi özelinde merak edilenlere bakalım.

 

Domuz gribi hakkında;

 

Pandemik İnfluenza A (H1N1) virüsünün neden olduğu domuz, kuş ve insan grip virüslerinin bir karışımı olarak karşımıza çıkmış olan yeni grip türüdür. İlk defa Mart 2009’da Meksika’da insanlar arasında görülmeye başlayan grip salgını hızla dünyaya yayılmış ve hatırlanacağı üzere Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 11 Haziran 2009’da pandemi (faz 6) alarmı vermiştir. Geçen dönem güney yarı kürede görülen hastalık, kış mevsiminin gelmesiyle birlikte son haftalarda kuzey yarı kürede yayılmaya başlamıştır.

 

Hastalığın klinik seyri nedir?

 

Hastalığın klinik belirtileri mevsimsel gripten farklı değildir. Pandemik grip (H1N1) şu aşamada mevsimsel influenzadan daha ağır seyretmemektedir. Ancak hızlı yayılma özelliğine sahiptir. Mevsimsel influenzadan en önemli farkı toplumun büyük kesiminin daha önceden bu ve benzeri olan viruslerle karşılaşmamış olmasıdır. Bu nedenle dünya nüfusunun önemli bir kısmı hastalığa açıktır. Pandemik H1N1’in öldürme hızı binde 3-5 arasındadır. Bu normal influenzadan daha düşük bir orandır. Ancak hastalığa yakalananlar arasında belli gruplarda ölüm oranı normal influenzaya göre daha yüksektir.

 

Kimler daha çok etkileniyor?

 

Hastalığın bugüne kadarki seyri incelendiğinde, 6 ay-24 yaş arası çocuk ve gençlerin daha çok etkilendiği görülmüştür. Hamileler, hasta olan kişilerle ilk temas edebilecek hizmet grupları hastalıktan etkilenecek gruplar arasında sayılmaktadır. Hastalık 65 yaş üzerindeki kişilere kolay bulaşmamaktadır. Bunun 1918’de meydana gelen büyük salgın ile ilgili olduğu düşünülüyor. 1918’de meydana gelen grip salgınındaki virüs bugünkü virüse çok benziyor. O virüs 1950’lere kadar dolaştığı için 65 yaş üzerindeki kişilerin kısmi bağışıklık geliştirdiği kabul ediliyor.

 

Hasta olmamak için ne yapmalı?

 

Öncelikli risk grubu olarak ifade edilen çocuk-genç yaş grubunu hastalıktan korunması için kişisel hijyene dikkat başta gelmektedir. Okullarda hijyene, özellikle el hijyenine maksimum önem verilmeli, eller sık sık yıkanmalıdır. Küçük yaş gruplarında eğer çocukların sık sık ellerini yıkamaları sağlanamıyorsa alkollü el dezenfektanları kullanılmalıdır. Okullarda, çocukların bir arada bulunmalarının zorunlu olmadığı sınıf dışı faaliyetler sınırlanmalıdır. Ne kadar çok farklı gruptan çocuk bir araya getirilirse riskin o kadar artacağı unutulmamalıdır. Okul gezileri sınırlanmalıdır.

 

Beraber çalıştığımız birisinde ya da çocuğumuzun sınıf arkadaşında hastalık olunca ne yapmalı? Koruyucu ilaç almalı mı?

Hasta olduğu düşünülen kişilerle temas etmiş olanların rutin olarak bu virüsün varlığı yönünden taranmasına gerek yoktur. Hastanın grip semptomları yönünden takip edilmesi yeterlidir. Ancak semptom çıkması durumunda hasta tedavi yönünden değerlendirilmelidir. Semptom gözlenen hastaların önemli bir kısmında da tedaviye ihtiyaç duyulmayacaktır. Uluslararası bilimsel kurumların hastalığa yakalanan herkesin tedavi edilmesine yönelik önerisi bulunmamaktadır. Belli bir takım risk faktörü taşıyan kişilerin tedaviye alınması gerekecektir.

 

Belirtileri neler ve görülünce/hasta olunca ne yapılmalı?

 

Pandemik grip (H1N1) in belirtileri mevsimsel griple aynı olup ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrıları ve daha geri planda kalan burun akıntısı, ishal, bulantı-kusma gibi belirtilerdir. Hastalanan çocuklar okula gönderilmemeli, veliler bu konuda uyarılmalıdır. Hastalanan çocuklar hastalık tamamen iyileşene kadar -ki bu süre genellikle 7 gündür- evde tutulmalı, hastalığın daha uzadığı durumlarda ise ateş düştükten en erken 24 saat sonra okula gönderilmelidir. Hastalanan çocukların iyi beslenmesi ve bol sıvı alması sağlanmalıdır.

Halen var olan grip aşısı yeterli mi? Domuz gribi aşısı farklı mı?

 

Pandemik grip (H1N1) için geliştirilen aşı şu anda ABD, İsveç ve Macaristan’da kullanılmaktadır. Şu an Türkiye’de var olan aşı bir yıl öncesinin influenza virüsüne karşı geliştirilen mevsimsel grip aşısıdır. Yaklaşık 5 bin civarında çocuk ve erişkinde denendiğini ve belirgin bir yan etkisinin izlenmediğini biliyoruz.

 

Aşı olunmasını öneriyor musunuz?

 

Evet. Aşının faydası olası yan etkinin yaratacağı zarardan çok daha büyüktür. Bu nedenle yan etki olabileceği endişesiyle aşı yaptırmamak büyük hata olur. Çünkü aşının alternatifi hastalığa yakalanmaktır. Bunun sonuçları ise daha kötü olabilir.

 

Kimler aşı olmalı?

 

65 yaş altı tüm nüfusun belli bir öncelik sırasına göre aşılanması gerekmektedir. Sıranın başında hastalığa en açık kesim olarak nitelenen 6 ay – 24 yaş arasındaki kişiler, hamileler, altta yatan kronik hastalığı olanlar, hastalıkla öncelikli karşılaşabilecek hizmet grupları; sağlık çalışanları, itfaiye, güvenlik görevlileri vs. yer alıyor.

ibrahim sevinçler

ibrahim sevinçler

5 Ekim 1951 Yılında Koçana doğumlu olan ve ne yazık ki 2 Nisan 2021 yılında hayat dersini bitirmiştir. Ses, Resim Sanatçısı, Gazeteci ve 1. Derece Devlet Memuru Emeklisi.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.