Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready... |
Özel Atakent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. H. Çağlayan KANDEMİR, kalp kapak hastalıklarının muhakkak kontrol altında tutulması gerektiğini söyleyerek bilgilendirmede bulundu.
“ Kalp kapakçıkları, kanın ileriye gönderilip geriye kaçmasına engel olan yapılardır. Bu yapının bozulması durumunda kalbe yük binmekte, dolayısıyla hem kalpte hem de kana ihtiyacı olan tüm organlarda sorunlar baş göstermektedir. Çeşitli türleri olan kapak hastalıklarına kalp kası rahatsızlıkları, romatizmal ateş, hipertansiyon, bağ dokusu hastalıkları, aort anevrizmaları, tümörler ve bazı ilaçlar neden olmaktadır.
Kalp kapak rahatsızlıklarının en yaygın belirtileri eforla gelen yorgunluk, çarpıntı, nefes darlığı, bacaklarda şişlik, pıhtı ve ritm bozukluğudur. Kapak hastalıkları en sık Aort ve Miral kapak darlığı ya da yetmezliği şeklinde karşımıza çıkar. Aort kapak darlığı romatizmal ateş ve dejenerasyonun neden olduğu, bazen de doğuştan varolan anomali ile gelişen bir rahatsızlıktır. Gerekli olan ve hastalığın ilerlediği hastalarda kalp kapakçığının cerrahi müdahale ile tamiri ya da değiştirilmesi gerekebilir. Kapak değişim ameliyatı yapılan hastaların ömür boyu kan sulandırıcı ilaç kullanılması gerekir.
Romatizmal ateş hastalığından sonra en sık görülen kapak hastalığı Mitral Kapak Darlığı’ dır. Tüm kapak hastalıkları içinde en yaygın görülenidir. N efes darlığı, çarpıntı, ritm problemleri, emboli, ve kalp yetmezliği gibi bulgularla seyreder.
İşlevini yerine getiremeyecek derecede bozulmuş kapak kalbe zarar verir. Kalp boşluklarının genişlemesine neden olabilir. Cerrahi müdahale gerektiren hastalarda asıl hedef yaşam kalitesinin arttırılması, şikayetlerin giderilmesi, kalp yetmezliği gelişimi ve ani ölüm gibi istenilemeyen durumların önüne geçmektir. Kapak hastalıklarındaki uygun ameliyat zamanlaması kararı kardiyoloji uzmanı tarafından belirlenir ve kalp damar cerrahları tarafından uygulanır. Cerrahi yöntemin seçiminde hastanın yaşı, yaşam beklenti süresi, ek hastalıkları gibi birçok değişken göz önünde bulundurulur. Günümüzde seçilmiş hastalarda ameliyat seçeneğine alternatif olarak katetere dayalı yöntemler ile hastaların tedavi edilmesi de mümkün kılınmıştır.