Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready... |
Saygıdeğer Yalova halkı ! Kıymetli Gençlerimiz ! Sevgili Çocuklarımız !
Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin hangi olumsuz şartlarda, ne gibi fedâkârlıklar yapılarak ve nasıl kurulduğunu; bugünlerimizi borçlu olduğumuz Gazi Mustafa Kemâl Paşa’mız ve silâh arkadaşlarının, kahraman Mehmetçiğimizin Türk milletiyle nasıl bütünleştiğini; ülkemizin, Yalova’mızın bugünlere nasıl geldiğini unutmamak, her fırsatta hatırlatmak hepimizin millî bir görevidir…
Megalo idealarını/büyük ülkülerini gerçekleştirmek yolundaki Yunanlılar, 15 Eylül 1920 tarihinde Yalova’mızı işgâl ederken bir takım Rum, Ermeni ve bazı etnik gruplardan oluşturdukları hırsız çetelerle sırtlan misâli halkımızın üzerine çullanarak varımızı yoğumuzu yağmalamışlar; ezânımızı susturarak şanlı bayrağımızı gönderinden indirmişler; Müslüman Türkleri katletmişler ve bölgemizi kan gölüne çevirmişler; Teğmen Abdulkadirimiz ve binlerce yiğidimiz şehit edilmiş, Zümrüt Yalova’mız çileli kaderiyle yasa büründürülmüştür… Sahipsiz, kimsesiz kalan ihtiyarlarımızın, kadınlarımızın, çocuklarımızın bahtları karartılmıştır…
Neredeyse bütün dünyanın sanki kör olmuş gibi görmediği, duyarsız kaldığı bu amansız, acımasız saldırılar karşısında Yalova’mız; canlarını, namuslarını, mallarını, köylerini korumak için birleşerek küçük müfrezeler kurmaya başlamış… Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmetinin 1921 yılının Ocak ayında, Demir Bey kod adıyla Yalova’ya atadığı ve Kabaklı köyüne yerleşen Kaymakam Hulusî Gökdemir, Millî Mücâdele döneminde Yalova’daki çalışmaların en önemli ismi olarak, önce, eli silah tutanlarımızla Yalova Millî Müfrezesi’ni kurmuş sonra da 1921 yılı Nisan ayı içerisinde korunmasız çocuklarımızın, yaşlılarımızın, kadınlarımızın Adapazarı bölgesine naklini sağlayarak onları Müslüman Türk’e soykırım yapan Yunanlıların zulmünden kurtarmıştır.
Ancak, göç edemeyenlerimiz Yunanlıların soykırımına uğramışlar; Yunan, Rum, Ermeni ve etnik çeteleri, yakıp yıkıp yağmaladıkları yetmiyormuş gibi; Türkmen yerleşiminin olduğu Armutlu, Kapaklı Fıstıklı, Akköy, Çalıca, Şenköy, Kocadere, Çınarcık, Tavşanlı, Dereköy, Gacık, Paşaköy, Kirazlı, Denizçalı, İlyasköy gibi yerleşim birimlerimizde yaşayan halkımızı binalara doldurup yakarak katletmişler ! Sokaklarımızdaki üst üste yığılmış cansız yatan Müslüman Türk bedenleri arasından gelen çığlıklar vatan, millet, bayrak, ezân, Allah aşkıyla yanıp tutuşan bizlerin kulaklarında bugün dahi, hâlâ acı acı yankılanmaktadır…
Yorgun ve yoksul düşürdüğü büyük Türk milleti, ölümsüz kahramanımız, devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemâl Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirdiği ölüm kalım savaşıyla; vatanımız üzerinde haince emelleri bulunan işgâlci güçleri, emperyalistleri vuruşa vuruşa dağıttı, topraklarımızdan sürüp çıkarmış, denize dökmeyi başarmıştır.
Şehitlerimizin, gazilerimizin, Millî Mücâdelemizi, İstikâl Savaşımızı; çapulcularla müzâkere ederek değil, kanlarını su gibi akıtarak, canları pahasına yaptıkları mücâdelelerle, savaşlarla kazandıklarını, Yalova’mızı, Türk vatanını böyle kurtardıkları gerçeğini, ülkemizi yönetenler unutmasınlar ve Türk milletine de unutturmaya çalışmasınlar…
Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü Hareket olarak; tarihî gerçeklerimizi hiçbir zaman unutmayacağız, unutturmayacağız, her zaman hatırlayacağız ve hatırlatacağız… Kalleşçe pusulara rağmen, PKK-FETÖ-ABD-İsrail odaklı 15 Temmuz kalkışmalarına rağmen…
Vatanı, bayrağı, ezânı için kanını su gibi akıtan, canını seve seve veren Mehmetçiklerimiz, güvenlik güçlerimiz, kınalı kuzularımız, yiğitlerimiz, cânlarımız, şehitlerimiz; dün olduğu gibi bugün de diyorlar ki: “Önce vatan, vatan !.. Bayrak için bu kan !.. Ezân, Kur’an, imân !.. Allah için bu cân !.. Türk milleti, ey Türk oğlu artık uyan !.. Ey insanlık artık utan !..”
Hain saldırılarda şehit düşen Mehmetçiklerimize, emniyet güçlerimize, güvenlik korucularımıza Allah’tan rahmet, çok büyük acıları yaşayan ailelerine, milletimize başsağlığı ve sabır diliyoruz… Gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz…
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, devletimizin, milletimizin; askerimize, polisimize, korucularımıza pusu kuran, kurşun sıkan hainlere, FETÖCÜ satılmışlara, iç ve dış düşmanlarımıza karşı mücâdelesini sonuna kadar destekliyoruz… Vatan savunucularımıza yapılan saldırılara anında ve binlerce, onbinlerce misliyle karşılık verilmesini istiyor ve bekliyoruz.
Büyük Türk milleti ! Saygıdeğer Yalova halkı ! Kıymetli Gençlerimiz ! Sevgili Çocuklarımız !
19 Temmuzları şanla, şerefle kutlayalım !
Ancak…
Toprağımızın her karışının şehitlerimizin, gazilerimizin kanlarıyla sulanarak vatanlaştırıldığını; her karış toprağımızın bir şehit mezârı, her taşımızın bir şehit tacı olduğunu unutmayalım !
15 Eylül 1920’de başlayan Yunan işgalini ve zulmünü hatırlayalım, hatırlatalım !
1921 yılı Nisanında ve diğer zamanlarda Yunan ordusunun ve organize ettikleri Rum, Ermeni ve etnik çetelerinin Müslüman Türk’e uyguladıkları Soykırımı asla ve asla unutmayalım, unutturmayalım !
Güzel Yalova’mızı ve bizleri, maddî ve manevî olarak zehirlemeye çalışanlara “Dur !” diyelim ve toprağımızı, bağımızı, bahçemizi, tarlamızı parsel parsel elimizden alarak bizleri, cennet vatanımızın en seçkin köşelerinden biri olan öz yuvamızdan, Yalova’mızdan sürüp çıkarmaya çalışan ahlâksızların tuzaklarına düşmeyelim !
“YA İSTİKLÂL, YA ÖLÜM !” haykırışı ile dünyâya meydan okuyup vatanımızı kurtararak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizi kuran Büyük Önderimiz Atatürk’ü, silâh arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor ve diyoruz ki:
Şehitlerimize, gazilerimize, bayrağımıza, vatanımıza, geleceğimize sahip çıkalım !
Ey Türk milleti !.. Ey güzel Yalov’m !.. Uyan !
“Ne mutlu Türk’üm diyene !”