TERÖRÜN ÇÖZÜMÜ, SADECE TÜRKİYE DE DEĞİLDİR

Ülkemizde var olan terör sorunu malesef yeniden ve artarak gündemimize geldi ve tarifsiz acılar yaşattı bize. 7 Haziran sonrası kapalı kapı ardındaki çözüm sürecinin fayda etmediğini görmüş olduk. Peki başımızda ki bu terör belasını nasıl def edebiliriz. Biraz geniş çaplı düşünce ile mücadeleci bir politikayla bu işi alt ederiz.

Önce pkk nın yurt içinde ve yurt dışında ki bağlantılarını kesmemiz gerek. Yurt dışında ülkelerin desteğini alan pkk nın en büyük beslenme kaynağı bu. Devletin adı ne olursa olsun bu ülkeler ile olan bağlantılarımız yeniden gözden geçirilmeli, ya pkk ile arana mesafe koyarsın ya da Türkiye Cumhuriyeti ile aranda ki siyasi ekonomik ve kültürel bağlarını keseceksin. Hele Avrupa ülkeleri, zaten artık AB üyeliği gibi bir projemiz veya önceliğimiz kalmadı bunu da göz önünde bulundurarak her türlü tepki ve dayatmayı sergileyebiliriz. Amerika’nın dost mu düşman mı olduğunu da kesinlikle çözmeliyiz. PKK her sıkıştığında sığındığı kuzey Irak ile aramızdaki sınırı daha da güçlendirip, oradaki bölgesel yönetimleri baskı altında tutmalıyız.

Geçmişte görünen o ki mutabakat ile ya da çözüm süreci ile bu işin çözümlenmesi imkânsız hale gelmiştir. Bunu en yetkili ağızdan da duyduk, silah stoklamış olmaları pkk nın gösterildiği gibi bir örgüt olmadığını eski zihniyetinden bile daha da vahşileştiğini gördük. Doğu ve Güneydoğu Anadolu da kürt halkının ikiye ayrıldığını görüyoruz, halkın pkk ya olan ilgisi ve düşmanlığı olarak göze çarpıyor. Şimdi ilgisi olan insanların sempatiden mi yoksa mecburiyetten mi destek verdiğini anlamamız gerek, eğer sempatiden ötürü destek veriyorlarsa kararlı bir hukuki ortamla teröre yardım ve yataklıktan cezalandırmak gerekir. Mecburiyetten dolayı destek veriliyorsa da devlet garantisi altına alınmalı oradaki halk.

Devletin yaptığı caydırıcı operasyonlar başta basın olmak üzere tüm çevrelerce desteklenmeli, orada olanlar daha az gündemde olmalı, sokağa çıkma yasağı uygulanıyorsa gerektiğinde de yayın yasağı getirilmelidir. Kck pkk yapılanmasının bertaraf edebilmek için başta da dediğimiz gibi iç ve dış bağlantıları kesmeliyiz. Almayasından İsrailine kadar, geniş bir destekçisi olan pkk nın meşrulaşma faaliyetlerine karşı, bu örgütü tanıyan herkesle meşru ilişkileri kesmemiz gerekmektedir, ya da en asgari düzeye çekmeliyiz. Bu yöntemler pkk yı bitirebilmenin ana şartlarıdır, kayıtsız şartsız silah bıraktırmak gibi bir durumu asla pkk ya kabul ettiremezsiniz, sorarlar size; dünyada ki çoğu ülkenin tanıdığı, silah ve para gücü olan bir örgütü, daha iyi şartları sunmazsanız silah bıraktıramazsanız, o yüzden müzakere yerine mücadele şart. Bu mücadelede de canımız yanacak içimiz acıyacak ancak kararlılığımız, silahlı kuvvetlerimize moral olacağını da unutmamamız gerekmektedir.

Önümüzde ki 1 Kasım seçimleri halkın geçmişte olanlara tepki olarak karar vereceği bir süreçtir. Özellikle Hdp nin moral bozucu faaliyetleri de dikkate alınarak en iyi kararı vermeliyiz. Terörün bitirilmesi yeni sürecin karalılığına devamlılığına bağlı olacaktır. Sadece mücadele ile değil içerde ve dışardaki şer odaklarına karşı güçlü bir politikada üretmeliyiz.