Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready... |
Ak Parti Yalova 6.Olağan İl Kongresine katılmak üzere Yalova ya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kongrenin yapılacağı kapalı spor salonu önünde toplanan yoğun kalabalığa seslendi.
Ak Parti Yalova İl Başkanlığı’nın hummalı çalışmaları sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı karşılamaya hazırlanan Yalova tarihi bir güne şahitlik etti. İl Kongresi için Yalova ya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı İl protokolü karşılarken il ve ilçe belediye başkanları da karşılamada hazır bulundu.
Tek liste ile yapılan 6.Olağan İl Kongresi’nde İl Başkanı Yusuf Ziya Öztabak güven tazeledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kongrenin yapılacağı kapalı spor salonu önünde toplanan yoğun kalabalığa seslendi.
OLMAZ DİYORLARDI OLDU
İstanbul’dan arabaya binip Osmangazi Köprüsü’nden geçerek 1,5 saatte Bursa’ya geliyorsunuz. Olmaz diyorlardı bakın oldu. Biz onlara kulak asmadık. Onların gözü var görmüyor. Koskoca Osmangazi Köprüsü’nü görmüyorsun da neyi görüyorsun? Öyle mi? Gözü var, görmez. Kulağı var, duymaz. Dili var, hakkı söylemez. Niye? Kalpler mühürlü. Şimdi biz zaten bu yola kalpleri mühürlü olanlarla yürümedik. Biz bu yola çıkarken kalpleri mühürsüz ve Hakk’a teslim olup halkla beraber olanlarla yürüdük. Yürümeye de devam edeceğiz.” Şeklindeki konuşmasına şöyle devam etti.
ACINSANIZ ACINACAK HALE GELİRSİNİZ
“Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan bu yapı (FETÖ) ve bu yapının içerisinde yer alan vatandaşlarıma, kardeşlerime sesleniyorum; hala bu yoldan dönmeyecek misiniz? Bak şunu açık söylüyorum, acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Şu anda içeride binlerce kişi var. Kusura bakmasınlar, bazıları önümüzü kesiyorlar, ‘haksızlık oldu, şu oldu, bu oldu’ Bakın o da olmuş olabilir, doğrudur ama biz üzerine üzerine gidiyoruz, varsa haksızlık onları da tekrar yargı zaten tahliye ediyor. Ama şunu söyleyeyim, biz bu alçakları, bu kahpeleri 15 Temmuz gecesi bunların üzerine üzerine gitmeseydik, şu anda bu kardeşiniz huzurunuzda olmayacaktı” dedi.
110 ÜNİVERSİTESİ OLAN BİR TÜRKİYE
“Şu anda 110 üniversitesi olan bir Türkiye var. Göreve geldiğimizde 74 tane vardı. 270 bin derslik yaptık bu dönemde. Niye? Yavrularımız artık 70-80 kişilik dersliklerde okumasın, 30 kişilik ve daha aşağı dersliklerde okusun. Buna da kavuştuk mu? Kavuştuk. Şimdi bütün hesabımız hamdolsun öğretmen sayılarımızı daha da artırarak sınıflarda öğretmen açığı inşallah olmasın. Sürekli her yıl aldığımız öğretmenlere baktığınızda geçmişle mukayese edilmeyecek derecede bir artış var. Bunların yanında, bu adımları atarken hala yalan yanlış her şeyi söyleyenler var. Ama bizim şu anda bir şeye ihtiyacımız var. Nedir o? Biz şu Rabiayı unutmayacağız. Bu çok önemli.”
Erdoğan, Rabia’da “Tek millet” olduğunu belirterek, vatandaşlara seslerinin üşüdükleri için çok az çıktığını söyledi. Bunun üzerine katılımcılar da, yüksek sesle Erdoğan’a “Tek millet” diyerek eşlik etti. “Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Boşnağıyla, Arnavutuyla tek millet, 80 milyon.” diyen Erdoğan, yine tek bayrak olduğunu, bunun dışındaki bayrakları tanımadıklarını söyledi.
1 YIL SONRA YEREL SEÇİMLER YAPILACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 ay sonra yerel seçimlerin yapılacağını hatırlatarak, “Hedef nedir? Önce Yalova’yı gerçek sahiplerine emanet etmek. Böyle asırlık ağaçları kesenlerle, asırlık ağaçları idam edenlerle bir yere gidilmez. Bunlarda çevrecilik diye bir şey yok. Bunlarda yeşile saygı diye bir şey yok. Onun için de gereken dersi inşallah 2019 Mart’ında vermek için hazır mıyız? Ama ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları, kapı kapı dolaşmaya var mıyız?” dedi.
Bütün yapılanları anlatacaklarını, bu seçimde 3-3,5 milyon gencin oy kullanacağını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunların birçoğu 16 yıl önce, 18 yıl önce bu ülkede durum neydi, şimdi ne oldu bunu bilmiyor. Onlara bunu anlatacağız. Çalışmalarımızı çok yoğun bir şekilde sürdüreceğiz. İnşallah ben inanıyorum ki önce Mart 2019, ardından Kasım 2019 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçimlerini de hep beraber el ele, omuz omuza evelallah kazanacağız. Ben Yalova’nın bu güzel insanlarına son söz olarak şunu söylüyorum; Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız.”
EY AMERİKA EY TRUMP
ABD Başkanı Donald Trump’ı da eleştiren Erdoğan; “İsrail için ben ‘Devlet terörü estiren bir ülke’ diyorum. Şimdi, şu çocuk 14 yaşında bir genç. 20 tane terörist, İsrail’in askeri, bakın bu yavruyu tekme tokat, ağzını burnunu kan revan içinde bırakarak sürüklüyor. Sadece bu değil, annesinin kucağındaki yavruyu bile o haliyle görüyorlar ve silah dipçikleriyle annesini dövüyorlar. Down sendromlu bir yavruya bile zulmediyorlar. Ey Amerika, ey Trump sen bunları görmüyor musun? Lafa geldiği zaman biz şöyle, böyle destek veriyoruz, yardım yapıyoruz. Hangi yardımı yahu? Bu tamamen Evangelist bir anlayışın, siyonist bir anlayışın uygulamasıdır başka türlü izah edilemez. Kadın çocuk yaşlı engelli demeden ellerinde hiçbir silahı olmayan kafes kurmuşlar, o kafesi yavrularla doldurdular. Kafesin içinde çocuklar var, bunu yapan İsrail. Buna göz yuman başta Amerika. Ellerinde hiçbir silah olmayan, çıplak elleri ve sesleriyle haklarını korumaya çalışan masum insanlara karşı İsrail askerlerinin yaptığı insanlık dışı muamelenin hiçbir izahı yoktur. Şayet bu görüntüler, İsrail’den değil de dünyanın başka bir ülkesinden gelseydi, inanın bana dünyayı o devletin başına yıkarlardı. Hele hele Türkiye’den bu görüntü yansımış olsaydı Batı medyası aylarca manşetlerinden eksik etmezdi. Neredesiniz şimdi? Diktatör Erdoğan’ın ülkesinde böyle bir şey var mı, gördünüz mü böyle bir şey? Tayyip Erdoğan işte bunlara dayanamayıp, yüzüne yüzüne vurduğu için diktatör oluyor. Biz sonuna kadar hakkı haykırmaya söylemeye devam edeceğiz. Dünyanın dört bir yanında yaşanmış ne kadar kötü görüntü varsa, hepsinin de ülkemize mal edilerek yayıldığını unutulmadık. Benim Bayan Bakan’ıma Hollanda’da da nasıl saldırdıklarını unutmadık. Ne yaptı? Kendi başkonsolosluğuna girecekken, senin gene oradaki maalesef terörist polislerin benim Bayan Bakan’ıma saldırdı. Bunlar bu yahu, Batı bu batı.”
