Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready... |
“Epidural kanama, kafatası ile beyni örten en kalın ve en dıştaki zar olan dura arasında kan birikmesine denilmektedir. Tipik olarak kafatasındaki bir kırığın kemik altındaki bir damarı yaralaması sonucu ortaya çıkmaktadır. Epidural kanama, genellikle genç erişkinlerde görülür. 2 yaş öncesi ve 60 yaş sonrası görülmesi nadirdir. Erkeklerde kadınlara oranla 4 kat daha sıktır.
Klasik bulgusu saatler sürebilen uyanıklık sonrası gelişen bilinç kaybıdır. Şiddetli başağrısı, bulantı-kusma ve nöbet geçirme ise diğer bulgularıdır. Tanı beyin tomografisi çekilerek konulur. MR tanıda kullanılabilirse de tomografi daha hızlı sonuçlandığından travma hastalarında öncelikle tercih edilir.
Beyne bası yapmayan küçük epidural kanamalar cerrahi tedavi gerektirmeyebilir. Şiddetli baş ağrısı yapan, beyin fonksiyonlarında bozulmaya neden olan veya 1 cm’den daha fazla olan epidural kanamalar cerrahi tedavi gerektirir. Cerrahide kanama temizlenip beyne uygulanan bası kaldırılır ve kanama durdurulur.
İyileşme, hastanın ameliyata girerkenki klinik durumuna, kanamanın boyutuna göre değişebilmektedir. Komaya girmeden ameliyata alınan hastalarda iyileşme oranı % 95 civarında iken komaya girmiş hastalarda bu oran % 35′ e kadar düşmektedir. Her iki göz bebeği genişlemiş ve ışık refleksleri olmayan geç kalınmış hastaların ise cerrahi tedavi yapılsa bile çoğu kaybedilmektedir.
Bu nedenle ciddi epidural kanamalarda erken tanı ve hızlı cerrahi hayati önem taşımaktadır.
