MAHKEME KİMYASAL RİSKİ GÖRDÜ !

Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready...

Yalova Platformu üyeleri AKSA, DOWAKSA, AKKİM, ERSUR tesislerini içine alan akrilik bazlı elyaf ve kompozit ürünler ileri teknolojik malzemeler ihtisas ıslah OSB Projesi ( YALKİM OSB ) hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu Kararının iptali için açılan davada, Bursa 1. İdare Mahkemesi 21.12.2016 tarihli kararı ile davayı haklı bularak verilen ÇED Olumlu kararını iptal etti.

 

Mahkemenin gerekçeli kararında hükme dayanak alınan 11.11.2015 tarihinde mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak hazırlanan bilirkişi raporundaki ve ek bilirkişi raporundaki tespitlere yer verilmiş olup bu tespitlerden bazıları şunlardır.

 

  • Hava kirleticilerin sadece bacada ölçülerek söz konusu sanayi tesislerinin hava kalitesine etkisinin tespit edilmesinin yetersiz olduğu kimya sanayilerinde tesis içindeki makine ve teçhizatlardan atmosfere yayılabilecek muhtemel gaz ve buhar sızıntılarının emisyon faktörü değerleri kullanılarak maksimum risk mesafelerinin hesaplanması ve bu mesafeler için ölçüm ve kontrol mekanizmalarının oluşturulması gerektiği
  • Kurulması düşünülen İhtisas Islah OSB alanı çevresinde “ Sağlık Koruma Bandı” nın tam olarak oluşturulmadığı, sağlık koruma bandının OSB alanının çevresinin yanında alanın içinden geçen Yalova-Kocaeli karayolunun her iki tarafında da oluşturulması gerektiği
  • Yalova İhtisas OSB içinde sanayi faaliyetleri haricinde doğal gaz ve kömürle çalışan enerji santralleri de bulunmakta olduğu, bu santrallerin kolay tutuşabilen malzemelerin üretildiği ve depolandığı yere yakın olmasının iş ve işçi güvenliği açısından tehlikeli bir durum oluşturduğu
  • ÇED raporunda belirtildiği şekliyle, faaliyet alanının I. Derece Deprem Bölgesi içerisinde kalması, proje alanının denize yakın olan ve yeraltı suyunun yüksek olduğu kesimlerinin, çok yumuşak kil ve siltten oluşması, bu kesimlerin temel bakımından kötü, çok kötü zemin koşullan sergilemesi ve olası depremlerde de sergileyecek olması, proje alanının deprem geçmişinin (17 Ağustos 1999 depreminde Askeri Havaalanı ortasında yaklaşık 500m uzunluğunda bir kırık ve bu kırıkda 10-15cm’lik düşey atım ölçülmesi, Hersek Yarımadası’ndan gelerek, deniz içinde uzanan ve inceleme alanına yaklaşık 3.5 km uzaktan geçen kıyı fayının son 500 yılda en az iki kez kırılması ve gelecekteki büyük depremlerde yeniden kırılma olasılığının oldukça yüksek olması) olumsuzluğu, ayrıca deniz içi fayının kırılması sırasında oluşacak tsunami ve benzeri dalgaların kıyıdan içeriye girebileceği de göz önünde bulundurularak depremsellik yönünden stratejik önceliği olan kullanım ve acil durum yönetimine yönelik planlamalarda teknik eksikliklerin giderilmesi gerektiği

 

Yalova Platformu üyeleri,  ‘’Kimya İhtisas OSB ÇED sürecini başından beri takip ettik, ÇED halkın katılımı toplantısına katılıp itirazlarımızı sözlü olarak da anlattık, dilekçeler verdik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının dikkate almadığı itirazlarımızdaki haklılığımızı Mahkeme gördü şeklinde konuştu.

 

ACN bir tehdit unsuru

 

17 Ağustos 1999 depreminde Aksa Fabrikasında mevcut Akrilonitril ( ACN ) tanklarında hasar meydana gelmesi üzerine oluşan sızıntı sonucu 6.500 ton ACN havaya, suya ve toprağa karışmış, çevredeki kümes hayvanlarının öldüğü, bitkilerin kuruduğu görülmüş, insanlarda zehirlenme belirtileri görülmüştür.  ACN sızıntısının insan hayatını tehdit edici boyutlara ulaşması nedeniyle bölgedeki 8.5 km’lik alan kolluk kuvvetlerince boşaltılmış, yöre halkı deprem travmasını atlatamadan ACN sızıntısı nedeniyle yakınlarını enkaz altında bırakarak kaçmak zorunda bırakılmıştır. Toksik ve uçucu bir kimyasal olan ACN, alev alması halinde siyanür etkisi gösterecek ve yoğunluğuna göre çevrede canlı bırakmayacak derecede tehlikeli olabilen, mutajen ve kanserojen bir hammadde olup 17 Ağustos Depreminde meydana gelen sızıntıda (Akrilonitrilin artçı depremlerde oluşan statik elektrikten bile alev alabileceği belirtilmiştir ) alev almaması facianın kitlesel ölümlerle sonuçlanmasının önüne geçmiştir. Söz konusu Fabrika için 1988 yılında Akrilonitril tanları esas alınarak belirlenen 1200 metre yarı çaplı sağlık koruma bandının yeterli olmadığı ortaya çıkmıştır.  Kaldı ki bu 1200 metrelik sağlık koruma bandı dahi kendi mülkünde olmaması, içinde yerleşim alanı olması, önünden karayolu geçmesi sebepleriyle fiilen yoktur. Sağlık Koruma Bandı; Müessesenin çevreye olan zararlı etkisi dikkate alınarak tesis etrafında bırakılması gereken iskân dışı alanı ifade eder ve VOPAK Kimyasal Depolama Terminali projesi için TÜBİTAK’tan alınan raporda Deprem sırasında 5.000 tonluk ACN sızıntısının meydana gelmesi senaryosunda gerekli sağlık koruma bandı mesafesi 40 km. olarak hesaplanmış ve söz konusu proje yapılamamıştır.

 

‘’Doğrudan yaşam hakkımıza tehdit’’

 

17 Ağustos 1999 Depreminden sonra bölgeden taşınması gündeme gelen kimya tesisi bölgeden taşınmak bir yana sürekli büyüme refleksi geliştirmiştir.  Karbon elyaf tesisi de kurmuş, ACN tanklarının yakınına bir de kömürlü termik santral inşa etmiş,  sürekli kapasite artışları yaparak depremselliği yüksek, deniz içindeki faylar sebebiyle tsunami riski bulunan, depremde yüzey kırıklarının oluştuğu, içinden kara yolu geçen, insan yerleşimlerinin bulunduğu bölgede  devasa bir kimya sanayii oluşturmuş ve sürekli daha daha büyümek istemektedir.  ÇED Olumlu kararı alındıktan sonra bitişikteki tarım arazileri için OSB genişleme alanı olarak tarım dışı kullanım kararları alınmış olması da söz konusu OSB’nin mevcut tesislerle sınırlı kalmayacağını göstermiştir.  Bu kimyasal aşkındaki tehlikeyi bizler görüyoruz.  Artık burada yapılanlar sağlıklı çevrede yaşam hakkımızın ötesinde doğrudan yaşam hakkımızı tehdit eder boyutlardadır.

 

Yeniden büyük bir depremin beklendiği Yalova’da kimya sanayi bölge halkı için büyük risk oluşturmaktayken, geçtiğimiz günlerde Tavşanlı beldesine yüzer doğalgaz terminali kurulacağı haberleri basına yansımıştır.  Ticari çıkarlar için yerleşim alanlarının dibinde tehlikeli faaliyetler yürüterek halkın yaşam hakkını riske atmaya kimsenin hakkı yoktur. Yalova halkı başkasından beklemeden, yaşamına sahip çıkmak, yanlışlara ses çıkarmak, DUR demek durumundadır.  Birlikte mücadele verirsek başarırız.

 

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.