NE KADAR FARKINDAYIZ? KANSERLE SAVAŞ CEPHESİNDE NELER OLUYOR?

Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready...

Meme kanseri farkındalığı ayında Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Cem Börüban, meme kanseri tedavisinde yeni gelişmeler hakkında bilgiler verdi.

 

Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Cem Börüban, ‘ Kanser önemi giderek artan bir sağlık sorunudur. İnsanlar en çok, kalp ve damar hastalıklarına, ikinci olarak da kansere bağlı olarak hayatlarını kaybetmektedirler. Batı toplumlarında her yıl 250-350 kişiden biri kansere yakalanmaktadır. 60 yaşın üzerindeki gurupta ise kanser sıklığı Çok artmakta 300 kişide 4-5 civarına yükselmektedir. ‘ dedi.

Yurdumuzda en sık görülen kanserler erkeklerde akciğer, prostat, kalın barsak, rektum, mide ve pankreas; kadınlarda meme, akciğer, kalın barsak, rektum, rahim ağzı, yumurtalık, mide ve pankreas kanserleri olarak sıralanabilir.

 

Normal vücut hücreleri gerektiğinde bölünerek çoğalır ve bulunduğu dokuyu yeniler. (cildimiz gibi). Fakat normal hücrelerin bölünme yeteneği sınırlıdır. Kanser hücreleri ise kontrolsüz olarak çoğalır ve vücuda yayılabilir.

 

Son yıllarda kanser tedavisinde önemi gelişmeler olmaktadır. Yeni nesil kanser ilaçları doğrudan tümörü hedeflemekte ve normal dokulara klasik tedavilere oranla daha az zarar vermektedir. Bu gün kullanılan hedefe yönelik tedaviler ve ümminoterapiler bu gurup tedavilerdir.

 

Hedefe yönelik tedavilerde; normal hücrenin kanser hücresine dönüşümü veya çoğalıp yayılması aşamalarından birisi hedefe alınarak, bir noktada kanserleşme süreci durdurulmaya çalışılmaktadır. Hedefe yönelik tedaviler Akciğer, meme, kalın barsak ve birçok organ tümörlerinde kullanılmakta ve hastaların yaşam sürelerine katkı sağlamaktadır.

 

İmmünoterapilerde ise vücudun immün sistemini güçlendirerek, ona destek olarak vücudun kanseri durdurması ve yenmesi hedeflenmektedir. Birçok kanser türünde kullanılmaya başlanmıştır. Bu konuda çalışmalar sürmektedir.

 

Artık bazı kanser türlerinde, bir tedavi her hastaya aynı şekilde kullanılmamakta, tıpkı bir terzinin kişiye özel, ona en çok uyan ve yakışan elbiseyi dikmesi gibi, tedaviler kişilere özel planlanmaktadır. Kişinin genetik yapısı hücrelerindeki mutasyonlar değerlendirildikten sonra en uygun tedaviye karar verilmektedir. Kişiselleştirilmiş, kişiye özel tedavilerle başarı şansı artmaktadır. Yeni gelişmelerle birlikte belki de gelecekte kanserde diyabet, hipertansiyon, tüberküloz gibi hastanın uzun yıllar birlikte hayatını sürdürebileceği hastalıklar arasına girecektir.

 

MEME KANSERİ TEDAVİSİNDE YENİ GELİŞMELER VAR MI?

 

Egzersizin meme kanserli hastalarda faydalı olduğu gösterildi Dr Warner ve arkadaşları meme kanserli hastalarda yaşam tarzı değişikliğinin önemini araştırmışlar ve yaklaşık 47 çalışmayı gözden geçirip topluca değerlendirmişler. Standart tedavinin yanında düzenli ve haftada 150 dakika kadar egzersiz yapan hastalarda ( Doktorunuzun izni ve kontrolü altında olmak şartıyla ) meme kanserine bağlı ölümlerde önemli bir azalma olduğunu görmüşler.

 

Meme kanseri tanısı konulduktan sonra kilo alınması hastalığın nüks riskini arttırıyor ve yaşam süresini kısaltıyor. Bunun yanında sigarayı bırakan meme kanserli hastaların kadınların daha uzun yaşadığı biliniyor. Doymuş ( hayvansal yağlar, margarin gibi ) yağların tüketilmesi olumsuz sonuçlar doğururken, bitkisel yağlar olumlu yönde etki gösteriyor.

 

Tedavi sırasında saç dökülmesi birçok hekim ve hastanın ikinci plana attığı bir sorundur. Bazı hastalar bunu önemser, hatta saç dökülmesi nedeniyle tedaviyi reddeden hastalar da vardır. Bu konudaki yeni gelişmeler bu sorunu kısmen de olsa çözebilecek gibi görünüyor.

 

Meme kanserli hastalarda kemoterapi sırasında kafa cildine ÖZEL CİHAZLARLA soğutma uygulanması, tedaviye bağlı saç dökülmesini azaltıyor. Yapılan çalışmada tedaviden 30 dakika önce başlayarak tedavi sırasında ve tedaviden 90 dakika sonrasına kadar kafa cildine soğutma uygulanmış. Bu şekilde tedavi alan hastalarda saç dökülmesi önemli ölçüde azalmış. Tabii ki alınan ilaca göre yöntemin başarısı değişiyor. Antrasiklin alan hastalarda başarı şansı %16 gibi olurken taxan gurubu ilaç alanlarda % 50’nin üstüne çıkıyor.

 

Meme kanserinden ameliyat olan hastalarda, gözle görülmeyen kanser hücrelerinin yok edilmesi ve hastalığın tekrar etmesini engellemek için ameliyat sonrası kemoterapi uygulanır. Herceptin (trastuzumab ) adlı yeni nesil hedefe yönelik ilacın HER-2 pozitif hastalarda kullanımı ile hastalığın tekrar ihtimali oldukça azalmıştı. Aphiniti çalışmasının ilk sonuçlarına göre perjeta isimli benzer bir ilacın, trastuzumab ile beraber kullanımı hastalığın tekrar etme olasılığını daha da azaltıyor. Bu tedavi daha önce yayılmış hastalık durumunda öneriliyordu. Bundan sonra ameliyat sonrası nüksleri önlemede de başarılı olabileceği düşünülüyor.

 

         Alternatif tedavilerin faydası veya zararı konusunda, televizyonlarda konuşulanlar dışında, gerçek hayatta hasta takipleri ile yapılmış bilimsel bir çalışma var mı?

 

Hastalar ve yakınları zaman zaman modern tıbbi tedavileri ret ederek alternatif, bitkisel tedavilere yönelebilmektedirler. Bu tedaviler nasıl sonuçlanmakta, hastalar fayda mı, yoksa zarar mı görmektedirler?

 

Bu, birçok kişinin farklı cevaplar verdiği bir soruydu. Amerika Yale Üniversitesi Kanser Merkezinde yapılan bir çalışmada 2004 ve 2013 yılları arasında, modern tıbbi tedavileri red ederek ekinliği ispatlanmamış alternatif yöntemleri deneyen erken evre meme, akciğer, kalın barsak ve prostat kanseri tanısı almış 280 hasta 9 yıl boyunca izlenmiş. Bu hastalarla modern tıbbi tedavileri tercih eden 560 hastanın seyri karşılaştırılmış.

 

Hastaların kullandıkları alternatif tedaviler; bitkisel ilaçlar, vitaminler, mineraller, homeopati, naturopati, özel diyetler, meditasyon, akapuntur, osteopatiymiş. Sonuçta ölüm riskinin, Doktor olmayan kişilerce uygulanan alternatif yöntemleri seçen meme kanserli hastalarda 6 kat, kalın barsak kanserli hastalarda 4,5 kat ve akciğer kanserli hastalarda 2 kat arttığı görülmüş. Prostat kanserli hastalarda muhtemelen takip süresinin kısa olmasına bağlı olarak değişiklik izlenmemiş. Alternatif tedavileri seçen 100 meme kanserli hastadan 58’i 5 yıl sonra hayatta iken tıbbi tedavileri alanların 86 sı halen hayattaymış. Akciğer ve kalın barsak kanserleri için de aynı fark geçerliymiş.

 

Sonuç olarak, bahsedilen ve diğer alternatif yöntemlerin tıbbi tedavilerin yerine kullanılmaması gerektiği ancak ve sadece modern tıbbi tedavilerin yanında, Doktor tarafından uygun görülürse destekleyici olarak düşünülebileceği sonucuna varılmış.

 

Bilimin size uzanan yardım elini tutun.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.