OMURİLİK YARALANMALARINDA REHABİLİTASYONUN ÖNEMİ BÜYÜK

Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready...

 

Özel Atakent Hastanesi Fizyoterapisti Ramazan PEHLİVAN, çeşitli sebeplerle oluşan ve ciddi sağlık sorunlarına yol açan “Omurilik Yaralanmaları” nın uygun fizik tedavi ve rehabilitasyon ile başarılı şekilde iyileştirilebildiğini söyleyerek tedavi hakkında bilgi verdi.

 

“ Ense kökünden başlayarak bel bölgesine kadar uzanan omurilik sinir yolları demetinden oluşur. Önemli görevleri olan sinir yapılarını içerdiğinden omurganın ortasındaki kanaldan aşağı doğru iner ve böylece bir taraftan vücudun hareketlerine göre şekil değiştirirken, diğer taraftan darbelere karşı sinirleri korur. Kemik kanalın içinde korunaklı bir durumda olduğu halde omurilik, düşme, çarpma, ezilme veya kırık gibi travmalardan zarar görebilir. Omurilikte oluşan hasar bel ve göğüs kısımlarında oluşmuş ise etkisini her iki bacakta kuvvet kaybı ile gösterir. Buna ‘Parapleji’ adı verilir. Eğer hasar boyun bölgesinde ise ‘Tetrapleji’ olarak isimlendirilen hem kollarda hem de bacaklarda kuvvet ve hareket kaybı olarak kendini gösteren sorun oluşur.
Omurilik hasarının erken evresinde, hastaya uygulanacak tedavi multidisipliner ve ekip çalışması ile takip edilir. Hasta ameliyat edilmişse bunu izleyen dönemde, hasta henüz yatağında iken rehabilitasyona başlamak gerekir. Gerekiyorsa hasta ve ailesinin de mutlaka psikolojik destek alması da sağlanmalı.Bası yaralarından korunmak için; hastaya kişisel bakımı yaptırılmalı ve hastanın pozisyonu belirli aralıklarla yeniden pozisyonlanmalı ve gerekiyorsa uygun cihazlar da kullanılmalıdır. Oluşabilecek bası yaraları,tedavinin aksamasına neden olabilir. Hastalığın erken evrelerinde hastanın kol (tetraplejide) ve bacak (tetrapleji ve paraplejide) kasları tamamen gevşek (flask) durumdadır. Bu dönemde yapılan egzersiz, masaj, elektrik stimülasyonu, pozisyonlama tedavinin temelini oluşturur. Spinal şok olarak adlandırılan bu dönemden (0-2 yıl )sonra yavaş yavaş kasların iç gerginliği artmaya başlar, zamanla kaslarda spastisite denilen aşırı kasılmalar da olabilir. Öncelikli hedeflerimizden biri bu dönemde kol gücünü çok hızlı bir şekilde en üst seviyeye çıkartmaktır.Hastanın genel durumu uygun olduğunda oturma (destekli – desteksiz), ayakta durma çalışmalarına da başlamak gerekir. Erken mobilizasyon ile kişinin iyileşme süreci pozitif olarak etkilenmektedir. Bacaklarında tamamen güç kaybı olan hastalarda bu amaçla “paralel bar” içinde “breys” adı verilen destekler yardımıyla ayakta durma ve adım atma çalışmaları gerçekleştirilir. Adım atma çalışmaları ilerledikçe hasta paralel bar dışına çıkartılarak kendisine günlük yaşantısını kolaylaştıracak hareketler ve transfer aktiviteleri öğretilir. Yataktan tekerlekli sandalyeye, sandalyeden tuvalete geçişler, günlük bakım ve temizlik faaliyetleri, giyinme, soyunma gibi aktiviteleri mümkün olduğu kadar hastanın tek başına yapması istenir. Bu çalışmalar sonunda, hasar seviyesine ve ihtiyaca göre düzenlenmiş fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları ve breysler yardımıyla hastalar belirli bir bağımsızlık kazanmış olur ve omurilik hasarına rağmen günlük yaşantılarını yeni bir düzen içinde devam ettirebilirler. Bu noktaya gelinceye kadar dikkat edilmesi gereken en önemli konu, hastanın rehabilitasyonunu engelleyecek yan sorunların (psikolojik ve fiziksel) ortaya çıkmamasıdır. Tüm tedavilerde öncelikle hasta daha sonra aile ve son olarak sağlık personeli gelmektedir. ”

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.