TARTIŞMA PROGRAMLARI DA, TARTIŞILMALI BENCE

Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready...

Ülkemizde ulusal düzeyde birçok televizyon kanalı var. Ve bunların önemli bir kısmının tirajı da yüksek, hazır seçim kapıdayken malzemenin de bol olduğu bir dönemde tüm kanallar tartışma programlarıyla dolu. Sektör bu kadar geniş olunca e ister istemez tartışmacıda bulamıyorsunuz, ya da elinizdekilerle yetinmek zorunda kalıyorsunuz. Yani ne çıkarsa bahtımıza diyor kanal sahipleri ve yöneticileri, bu televizyon dünyası açısından böyle.

 

Birde gelelim halk nezdinde ki tartışma programlarının değerliliklerine. İzleyici seyrederken belirli kriterler koyar kafasına ve ona göre bir program arar, kiminin kriterinde taraflı bir program var iken kiminin de gerçek manada objektif bir program vardır. O aradığı objektifliği, bulmak zor ama yine de bir ümit tabi.

 

Böyle bir ortamda TV programlarında ki katılımcılar kendi görüşlerini savunmak ve desteklemek için var güçleriyle uğraşıyorlar, bunu bazen gerçeklere dayanarak yaparken bazen de ütopyalarına insanların inanmasını beklemektedirler. Katılımcılar seçim ortamında olduğumuz için ister istemez de seçimle ve vaatlerle alakalı konuşmaktadırlar. Kiminin başından geçmişte bir takım olaylar geçmiştir onu örneklendirir, kimi de çevresine dayandırır ve gündeme dair yorumlarda bulunur, bunlar gayet doğal ve olağan seyirler, peki ya bunlar haricinde.

 

Sürekli bir popülerlik ve gündem oluşturma çabasında olan kendini yenilemekten çok var olanı süsleyerek anlatan kimine göre yandaş kimine muhalif insanlar var. Biz her platformda olduğu gibi tartışma programlarını da farklı boyutlara taşıyıp, sunuyoruz, bunu yaparken de oluşumu sağlayan insanların kapasitesine bakmıyoruz. Bir şeyi anlatırken ne kadar doğru ve tutarlıdır diye ölçmüyoruz, hal böyle olunca da yaka mikrofonunu alan herkes bir köşeye oturup kendilerine biçilen rolü oynuyor.

 

Geçtiğimiz günlerde bir programda, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmış yaşantısı ile ülkemizde örnek siyasetçilerden olan Sayın Meral Akşener’e kaseti var diyerek iftira atılıyor. Bu iftirayı atan kişi yukarıda da belirttiğim konuşmacı profilleri içerisinde yandaş diyebileceğimiz bir kişi.

 

Şimdi , bugüne kadar kaset ve tapelerden dert yanan bunların tuzak olduğunu anlatan ve ahlaksızlık olduğunu savunan bir zihniyetin temsilcisi kalkıp da bunları söylerse kendi kendini çürütür. Dolayısıyla tutarsız olur. Hal böyle iken biz akşamları televizyon kanallarını açınca, bunu söyleyen konuşmacılara nasıl itimat gösterelim. Kanal sahipleri ve yöneticileri artık toplum yapısını dikkate almalı ve hassasiyetleri kollamalıdır. Aksi halde ülke daha da kutuplaşmaya çekilecektir ve içinden çıkılamayacak bir hale gelecektir.

 

Tv, programlarına çıkan insanlarda artık daha bütünleştirici ve yapıcı olmalıdır. İnsanları yönlendirmeden çok düşünmeye zorlayıcı konulara değinilmelidir .Bu işin oluru da amacı da budur zaten..

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.