ÜLKEMİZ AÇIKHAVA MÜZELERİNDE DİKKATİMİZDEN KAÇANLAR
Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready... |
M I S I R Ç A R Ş I S I
Ü l k e m i z A ç ı k h a v a M ü z e l e r i n d e D i k k a t i m i z d e n K a ç a n l a r.
Geçen haftalarda İstanbul Eminönünde idim. Gelmişken Mısır Çarşısını gezmeden dönmek olmaz düşüncesi ile kendimi kalabalığın sürüklediği yöne bıraktım.
Her zaman renkli, kalabalık ve insanın içini ısıtan bu çarşıyı sizlerin de birçok kere ziyaret ettiğinden eminim. Buna rağmen bakıp da ne gibi farklılıklar görebilirim ve de sizlerle paylaşırım heyecanı içinde ışıl ışıl dünyaya daldım.
Aktarlarıyla meşhur İstanbul’un en eski Kapalıçarşılarından biri olan bu çarşıda halen tabii ilaçlar, baharat, çiçek tohumları, nadir bitki kökleri, kuruyemiş ,şarküteri , değişik çiniler, ev mefruşatı gibi değişik ürünler satılmakta . Gelin damat bohçalarından tutun da akla gelebilecek her türlü çiçeğin kokusunu barındıran ve anılarda kalmış esansçıları, hediyelik eşya ve takı dükkanlarını bulmak mümkün. Hepsi sıra sıra dizilip sanki başka bir dünyanın kapısını aralıyor bizlere. Bu uğultulu gürültü ve sislerin arkasındaki geçmişi merak edip araştırma yapmaktan kendimi alamadım.
Şimdi üzerinde sadece 1664 tarihini gösteren küçük bir tabela olan kapı ile girilen bu çarşının inşaatı için kim bilir kimler;
Neler düşünmüş, ne çalışmalar yapılmış, fikir ayrılıkları nasıl gelişmiş, ne çekişmeler/atışmalar yaşanmış, kaç kişi çalışmış, ne maliyetlere katlanılmış? Dönemin insanları ne sıkıntılar çekmiş ?
- Osmanlı İmparatorluğu Padişahlarından 3ncü Murat’ın (ki, en çok çocuğu olan padişah – 100’ün üzerinde çocuk olduğu söylenmekte) annesi Safiye Sultan tarafından başlatılmış bir proje,
- Sosyal hayatın merkezini teşkil eden dini ve ekonomik faaliyetlerin yürütülebileceği yapılar topluluğu = Külliye inşa edilmesine karar veriliyor. İçinde cami, hamam, medrese, imaret, mektep, çarşı olması planlanıyor,
- Bizans döneminde aynı yerde ‘’Makron Envalos’’ isimli baharatçılar çarşısının olduğu, doğal liman ve Haliç’in girişi, ticaretin kalbi Eminönü merkez olarak seçiliyor,
- İçinde şimdiki Yeni Caminin bulunduğu ve yapımı en uzun süren külliye inşaatına 1597’de başlanıyor. Üç farklı mimarın yürüttüğü projeye başlayan mimar Davut Ağa. Ölümü üzerine mimar Ahmet Ağa işleri devir alıyor,
- Yönetim ve taht sorunları yüzünden inşaata devam edilemiyor,
- Padişah IV’ncü Mehmet’in annesi Valide Hatice Turhan Sultan 1661’de projeye tekrar başlıyor. Mimar , Mustafa Ağa,
- 1663-1664 yıllarında açılışı yapılan çarşıya önceleri, ‘’Yeni Çarşı’’ veya ‘’Valide Çarşısı’’ isimleri veriliyor,
- Neden Mısır Çarşısı ?
Hindistan, Uzak Doğu, Arap Yarımadasından alınan çeşit çeşit baharat, şifalı ot ve bitkiler Mısır üzerinden ‘’çarşıya’’ getirildiğinden 18nci yüzyıl ortalarından sonra adı ‘’ Mısır Çarşısı’’ olarak değişip günümüze kadar kullanılageliyor,
- 1688 ve 1691 yıllarında iki büyük yangın geçiren çarşı İstanbul Belediyesi tarafından 1940-1943 yılları arasında köklü bir restorasyona tabi tutuluyor.
Çifte Çarşı Üslubu Nedir?
‘’Mısır Çarşısı’’ ; Osmanlı klasik üslubu ‘’çifte çarşı’’ özelliğinde L planına göre inşa edilmiş bir arasta’dır. Projeye L biçimi çarşının uzun ve kısa kolları ile verilmiştir.
Türk Dil Kurumu tanımlamalarına göre arasta ise :Çarşı ve alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm’dür.
Böylece değişik iş kollarına ait dükkanların çarşının kısa ve uzun kollarında ayrı ayrı gruplaşması sağlanmış ve bir çarşıdan diğerine kolayca geçiş mimarisi uygulanmıştır.
Toplamda yaklaşık 6000m2’e yerleşik Mısır Çarşısında 100’e yakın dükkan ve altı kapı bulunmaktadır.
Kapılar ise : ‘’Eminönü Kapısı – Balık pazarı Kapısı – Ketenciler Kapısı – Çiçek pazarı kapısı- Yeni Cami Kapısı- Bahçe Kapı’’ isimlerini almıştır.
Mısır Çarşısının içinde halen iki adet tarihi lokanta bulunmaktadır. Günümüzde değişik Osmanlı lezzetlerin alınabileceği bu lokantalarda , o zamanki sahipleri ve müşteriler arasında yaşanan , güzel ve anlamlı, zarif anılar da tarih sahifelerindeki yerlerini almıştır.
Günlük yaşam heyecanı ile içinde yaşadığımız ‘’açık hava müzelerinin’’ bir kapısından girip diğerinden çıkarak koşmaya devam ediyoruz. Halen kullanmakta olduğumuz tarihi yapıların geçmişini kısa da olsa hatırlamak ‘’toplum hafızası’’ için sıcak bir dokunuş ,taze bir nefes getiriyor sanki…
Sağlıkla, mutlu kalarak hep başarılara koşmaya devam etmenizi dilerim.
Feza Gürel