YALOVA PLATFORMU DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready...

Yalova Platformu açıklamalarında; “Dünyamız; hava kirliliği, ormanların yok edilmesi, evsel atıklar, suların kirletilmesi, gürültü kirliliği, kimyasal ve nükleer atıklar, akaryakıt sızıntıları, gibi onlarca çevre sorunlarından dolayı hızla üzerinde yaşanılması giderek zor bir gezegene dönüşürken; toplumun içinde yaşadığı çevreyi koruma ve geliştirme bilincini artırmak maksadıyla Dünya Çevre Günü 5 Haziran’da birçok ülkede coşku ile kutlanır.

 

 

Üç büyük endüstri şehrinin ortasında bulunan, bir vaha niteliğinde olan ve yaklaşık 60% ormanlarla kaplı olmasıyla övündüğümüz,bir butik kent olmasını istediğimiz Yalova’mızda bu çevre sorunları belasından nasibini fazlasıyla almaktadır ve bizler Dünya Çevre Gününü ancak buruk bir hüzün ile kutlayabilmekteyiz.

 

Yalova’mızı doğrudan ilgilendiren çevre sorunları şöyle özetleyebiliriz:

 

  • Fay hattı üzerine kurulu kimya sanayii ve tersaneler
  • Ormanlarımızı talan eden taş ocakları ve Rüzgar Enerji Santralleri (RES)
  • Çarpık kentleşme sonucu toplanma alanlarının ve yeşil alanların yok edilmesi
  • Tarım alanlarının rant uğruna yok edilmesi
  • Atık sorunları ve diğerleri

 

Fay Hattı Üzerine Kurulu Kimya Sanayi ve Tersane Sorunu

 

1999 depreminin bedelini acı bir şekilde ödeyen Yalova bölgesinde, kimya sanayii kuruluşundan itibaren pek çok riski barındırmış ve barındırmaya da devam etmektedir. 1999’daki kimyasal sızıntının yanı sıra 2013 yılındakiAksa’nın elyaf mamul deposunda ve 19 Mayıs 2018 tarihinde Sodyum Per Oksit depolarında çıkan yangınlar da hafızalardadır.

 

Karbon elyaf üretim kapasitesinin dolayısıyla bunun en önemli ham maddelerinden olan Akrilonitril ’in depolama kapasitesinin sürekli artması beraberindeki riskleri katmerli olarak artırmaktadır. Akrilonitril ‘in yanması halinde çok zehirli bir gaza dönüşmesi, son zamanlarda bu tesislerde meydana gelen yangınlar ve ilave olarak hemen dibinde termik santral kurulmuş olması sanki gelecekte oluşacak bir deprem veya kaza halinde bölgedeki canlıları tümden yok etmek isteniyormuş görüntüsü vermektedir.

 

Gene bu tesislere çok yakın bir bölgede, fay hattı üzerinde deniz doldurularak kazanılmış bir alanda Sıvılaştırılmış Petrol Gazı depolama ve transfer tesisleri kurulması planları yakın zaman önce gündemdeydi.

 

Ormanlarımızın Talan Edilmesi Sorunu

 

Türkiye’nin orman varlığı yönünden en zengin 3 ilinden biri olan Yalova’mızın bu özelliği sanki acilen kurtulunması gereken bir belaymış mantığıyla hareket ediliyor izlenimi veren bir tutumla karşı karşıyayız.

 

Verilen tepkiler ve mücadeleler sonucu taş ocaklarının bir kısmı durdurulabilmiş olsa da mevcutların kapasite arttırma çabaları devam etmektedir. Maalesef taş ocakları, yol yapımı, inşaat, vb faaliyetlerle orman alanlarımız her geçen gün tahrip edilmektedir.

 

Taş ocakları yetmezmiş gibi son yıllarda Rüzgar Enerji Santralleri de ormanlarımızda yeşilin en canlı olduğu bölümlerinde bir mantar gibi çoğalmaya başlamışlardır.

 

Birkaç kilometre ötede taş çıkarmaya, RES kurmaya daha müsait çıplak, köylerden uzak tepeler olmasına rağmen birkaç kuruş tasarruf edeceğiz diye ormanlarımızı talan etmekten ve dolayısıyla geleceğimizle oynanmaktan hiçbir beis görmemekteler.

 

Çarpık kentleşme sorunu

 

Bölgemizdeki deprem sorunu net bir şekilde bilinmesine rağmen bina yüksekliklerinin artırılması, heyelan ve dere yataklarının imara açılması, kent içindeki yeşil alanların birer birer yok edilmesi, Yalova’yı milyonluk şehir yapacağız hayaliyle yola çıkılması Yalova halkına bir ihanettir.  İnsanlarımızın trafik, ulaşım, hava kirliliği gibi büyük kent sorunlarından kaçarak sakin bir hayat sürmeyi hayal ederek geldikleri Yalova’mızı oralara benzetmeye çalışmak kabul edilebilir bir yaklaşım değildir.

 

Olası bir deprem sonrası toplanma alanı olarak kullanabileceğimiz alanlarımız, mesela Halk Eğitim Merkezi yeşil alanının Yalova Ticaret ve Sanayii Odasına verilerek bina dikilmesi, Meteoroloji yeşil alanına okul yapılması planı, Açık Hava Müzesi arazisinin yapılaşmaya açılması,  Arberatum alanın yapılaşmaya açılması ve bunu iptal eden yargı kararına uyulmayacağının ilan edilmesi, Stadyum alanının kent merkezine dönüşüm planı ve bunlar benzeri planlarla birçok yeşil alan ya yok edilmiştir ya da yok edilme tehdidiyle karşı karşıyadır.

 

Tüm itirazlarımıza rağmen dört yolda yapılan ağaç katliamı ve üst geçit diye inşa edilen garabetin, Yalova’da beklenilen şiddetteki bir deprem anında ne olacağını hep birlikte göreceğiz.

 

Tarım alanlarının rant uğruna yok edilmesi

 

Altınova ve Taşköprü bölgesindeki 1. sınıf tarım araziler tersaneler, kimya sanayi ve kurulmakta olan birçok Organize Sanayii Bölgeleri uğruna yok edilmiştir ve edilmeye devam edilmektedir.

 

Uyarıyoruz

 

Bizler, giderek yaşanabilir bir kent olmaktan çıkartılıp, termik santraller, tersaneler, OSB’ler, çıplak tepeler tarafında çevrelenmiş, AVM’ler ve yüksek binalarla işgal edilmiş, yeşil alanları yok edilmiş ruhsuz bir Yalova istemiyoruz.  Yalova’mızın mevcut özelliklerini korumak için yasal olan her türlü yollarla mücadelemizi sürdürdük ve sürdürmeye devam edeceğiz.  İmza kampanyaları, protesto yürüyüşleri gibi toplumsal eylemler, basın açıklamaları gibi etkinliklerin yanısıra hukuksal mücadelelerimizi de sürdürmekteyiz.  Yalova Platformu olarak açtığımız birçok davada haklı olduğumuzu yargı kararlarıyla ispatladık.  Islah OSB davasını 2 kez kazanmanın, taş ocak davlarını kazanmanın, Arberatum arazisi davasını kazanmanın verdiği güvenle yolumuza devam edeceğiz.

 

Bizler, sadece insanları değil, içinde yaşayan tüm canlıları merkeze alan, daha yaşanabilir, daha temiz, daha yeşil ve daha huzurlu bir Yalova istiyoruz.

 

Bizler, Dünya Çevre Günü’nün kutlandığı şu günlerde, güzel Yalova’mızın çevresindeki sanayi kentlerinin ortasında yeşil bir vaha olarak korunması için elimizden gelen her türlü çabayı sarf edeceğimizi bir kez daha dile getiriyoruz. Yalova halkını, siyasetini, bürokrasisini ve özellikle sivil toplum gücünü sorumluluk almaya çağırıyor, tüm bu doğa talanına karşı bilinç ve dayanışma oluşturarak, çocuklarımıza ‘bizim için ne yaptınız’ dedikleri zaman utançla değil, gururla bakabileceğimiz bir Yalova bırakmak için ortak değerlerimize ve doğa’nın koyduğu sınırlara saygı gösterip, sahip çıkmaya davet ediyoruz.

 

Sessiz kalamayız. Bütün bu olumsuz gidişe karşı direnmek, temel yurttaşlık hakkımızdır ve sonuna kadar da direneceğiz.” dedi.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.