Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready... |
Özel Atakent Hastanesi Dahiliye Uzmanı Filiz KALMA BEKAR, yetişkinlerin yaptırması gereken testler hakkında bilgi verdi.
“Birçoğumuz ancak ciddi şekilde hasta olduğumuzda bir sağlık kuruluşuna başvuruyoruz. Çoğu hastalığın erken dönemde gösterdiği belirtileri görmezden geliyor, hastalığın iyice yayılmasına fırsat vererek sağlığımızı önemli derecede ihmal ediyoruz. Oysa düzenli sağlık kontrolleri ve yılda bir yaptıracağımız testler ile hastalıkları erken evrede yakalamak ve hastalığın ileri safhalara geçmesini engellemek mümkün olabiliyor.
Diyabet Testleri : Diyabetin erken dönemde tespit edilmesi, özellikle Tip 1 diyabeti olan hastaların tedavilerine erken başlayabilmeleri için oldukça önem arz ediyor. Tip 1 diyabet hastalığı için rutin bir tarama testi bulunmuyor ancak ailesinde Tip 1 diyabet öyküsü bulunan kişilerin genç yaştan itibaren bir endokrinolog tarafından takip edilmeleri gerekiyor. Tip 2 diyabet hastalarının ise açlık ve tokluk kan şekeri, son üç aylık şeker değerlerinin ortalaması ve insülin değerlerinin belirli aralıklarla kontrol edilmesi hastalığın takibi için faydalı. Bu nedenle aşağıdaki özelliklere sahip kişilerin düzenli aralıklarla şekerlerini kontrol ettirmesi gerekiyor;
• Yeterli fiziksel aktivitede bulunmayanlar,
• Birinci derece yakınlarında diyabet rahatsızlığı olanlar,
• Hipertansiyonu olanlar,
• Polikistik over hastaları,
• İnsülin direnci olanlar.
Mamografi : Kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseri. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınların 25 yaşından itibaren, meme kanseri riski taşımayan bayanların ise 40 yaşından itibaren düzenli olarak mamografik takip yaptırması gerekiyor.
Smear Testi : Rahim ağzı kanseri, kadınlarda en sık görülen ikinci kanser türü. Bu nedenle cinsel olarak aktif tüm kadınlara düzenli olarak smear testi, yılda bir kez de jinekelojik muayene öneriliyor. Tüm testler negatif çıktığında testin yaptırma aralığı genişletilebiliyor. Pap-Smear testi ile birçok jinekolojik kanser erken evrede tespit edilebildiğinden etkili şekilde tedavisi mümkün olabiliyor.
PSA Testi : Prostat kanseri, erkekleri etkileyen oldukça yaygın bir hastalık. Her erkeğin 40 yaşına geldiğinde, kan belirteciyle teşhis konulabilen tek kanser olan prostat kanseri için PSA testi yaptırması bu nedenle önemli. Bununla birlikte yalnızca PSA testi ile teşhis koymak yeterli olmuyor. Beraberinde muhakkak uzman hekime muayene olmak gerekiyor.
Solunum Fonksiyon Testi : Uzun seyirli bir akciğer hastalığı olan KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı), Dünya Sağlık Örgütü’ nün 2030 yılında tüm dünyadaki ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada gösterdiği hastalık. Tütün mamulleri kullananlar, işi ya da yaşadığı coğrafya gereği toza ve gazlara maruz kalan kişiler KOAH riski altında. Risk grubundaki bu kişilerin düzenli olarak solunum fonksiyon testi yaptırması, uzun süreli öksürük, nefes darlığı ve balgam gibi şikayetleri olan kişilerin de muayene edilmesi gerekiyor.
Kemik Yoğunluğu Ölçümü : Kadınların çoğu osteoporoz tehlikesi altında. Bu tehlike özellikle menopoz dönemindeki kadınları, kortizon kullananları ya da kalsiyum metabolizmasını etkileyen hastalığı bulunanları etkiliyor. Kemik yoğunluğu testi ile osteoporoz tehlikesi erken dönemde fark edilebiliyor ve hastalığı önlemek, ilerlemesini geciktirmek mümkün olabiliyor.
Kolonoskopi : 50 yaşına giren her kişiye kolonoskopi yöntemi ile bağırsak görüntülemesi tavsiye ediliyor. Bu test neticesinde herhangi bir bulguya rastlanmadığında 5 yılda bir tekrar etmek yeterli. Ayrıca gaitada gizli kan testi ile de kolon kanserinin belirtisi yakalanabiliyor. Unutulmamalıdır ki kolon kanseri erken teşhis edildiğinde hayatta kalma oranı % 90 artıyor.
İdrar Tahlili : Böbrek, mesane ve idrar yolunda oluşabilecek kanserler gözle görülemeyecek kanamalara neden olabiliyor. Bu durum yalnızca idrarın mikroskop altında incelenmesiyle tespit edilebiliyor. Bu nedenle düzenli olarak idrar tetkiki yaptırmak faydalı.
Hepatit Testleri : Genç ya da yaşlı ayırt etmeden her bireyin düzenli aralıklarla gerekli testleri yaptırması gerekli. Testler sonucunda hepatit açısından risk teşkil edildiğinde aşılanma ile bu risk bertaraf edilebiliyor.”