MHP’den AYAKKABI KUTULU PROTESTO

Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready...

Milliyetçi Hareket Partisi Yalova İl Teşkilatı Uğur Mumcu Kültür Merkezi önünde ayakkabı kutulu bir basın açıklaması gerçekleştirdi. “Hükümet İstifa” sloganlarının da atıldığı açıklamada gündemdeki yolsuzluk operasyonu nedeniyle hükümet ağır bir dille eleştirildi.

Uğur Mumcu Kültür Merkezi önünde toplanan MHP Yalova İl Teşkilatı üyeleri yolsuzluk operasyonu konusunda hükümeti ağır bir şekilde eleştirdiler. MHP Yalova İl Başkanı Hasan Topçular, MHP Yalova Belediye Başkan adayı Ahmet Kaplan ve il yöneticileri ile partililerin katıldığı basın açıklamasına ayakkabı kutuları ile gelen MHP’liler bu kutuları göstererek hükümeti istifaya davet ettiler. Ardından bir basın açıklaması yapan MHP Yalova İl Başkanı Hasan Topçular, ““Bu güne dek Hiçbir hükümet, bütün bakanlarıyla birlikte böylesine bir yolsuzluğu savunmamıştır. AKP gemisi su almıştır. Başbakan ve ekibi yolsuzlukla, rüşvetle, kara parayla, tehditlerle delinen gemiyi yamama çabasına girmiştir” dedi.
Topçular açıklamasını şu sözlerle sürdürdü;
“Polislere yönelik idari ve cezai tasarrufların, açığa çıkmasından endişe duyulan büyük şeylerin varlığına işaret etmektedir.Daha da ileri gidilmiş operasyonların durdurulması kararı alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Savcı ve hâkimlerinin, Emniyet güçlerinin görev yapmaları engellenmektedir.

Başbakan gibi Yalova Milletvekili Temel Coşkun da açıklama yaparak yedirmeyiz diyor, Sayın Coşkun neyi yedirmiyorsunuz? Yiyen zaten yemiş evlerinde para makineleri,ayakkabı kutularında milyon dolarlar,yolsuzluklar,kara para aklamalar, sözüm ona yabancı iş adamları ile çirkin ilişkiler almış başını gidiyor. Siz de diyorsunuz ki bu yolsuzlukları yapanları, yetimin hakkını yiyenleri yedirmeyiz öylemi sayın Coşkun..Yolsuzlukta adı geçenleri azletmek yerine, yolsuzluğu ortaya çıkaran polisler, savcılar, adli kolluk yönetmeliği değiştiriliyor. Milleti bilgilendirmekle sorumlu gazetecilerin emniyete girmeleri yasaklanıyor. Asıl çetenin inini milletten saklamak için bunları yapıyorlar. Başbakan’ın yasama, yürütme ve yargıyı neden kendine bağlamak istediğini şimdi anladınız mı? Başbakan, AKP’nin yolsuzluk ve rüşvet foseptiğinden fışkıracak pisliklerin su yüzüne çıkmasını engellemek istiyor. Ateş bacayı sarmıştır ve Başbakan, bu ateşi yalanla, iftirayla, karalamayla kapatmak istiyor.

Asıl vahim olanı bu yolsuzluk ve rüşvetle ilgili gerçeklerin üstünü örtmesi, açığa çıkmasını engellemesidir. Bu bile suçun ve suçlunun nereden organize edildiğini göstermesi bakımından önemli delildir ve suçun kabul edilmesi anlamına gelir. Madem çok rahatsınız neden bunları yapıyorsunuz?Adli Kolluk Yönetmeliği’nin değiştirilmesini şiddetle kınıyoruz. “Yönetmelik değişikliği yolsuzlukları saklama yönetmeliğidir. Operasyondan önce, ‘delilleri karartın, ayakkabı kutusundaki paraları saklayın. Biz operasyona geliyoruz amirim’ yönetmeliğidir. Bu yönetmelik, hırsıza, ‘Kaç, geliyorum’ yönetmeliğidir”.Yönetmelik değişikliğinin hukuk devletine darbe girişimidir.  ‘Adli kolluğun bağımsızlığı ve savcıların bağımsızlığı ortadan kalkmıştır. Hukuk devleti ve yargıya darbe vurulmuştur. Burada şu yapılmıştır, Bütün hırsızlık ve yolsuzluk  işleri Başbakan ve yürütmeye bağlanmıştır”

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157. maddesinin yürürlükte olduğunu ve bu şartlarda yönetmelik değişikliğiyle “soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçu ortadan kalkmayacaktır. Ceza Mahkemesi Kanununa göre  savcının emrinde soruşturmada görev alan polis, en üst amirine haber verdiğinde suç işlemiş olur ve tutuklanmak üzere kendisini hakimin karşısında bulur. Atananlar, sizi atayanların değil, hukukun emrindesiniz. Burası diktatörlük değil, hukuk devletidir.Soruşturmanın bundan sonra sağlıklı yürüyeceği ve ulaşacağı yere kadar gideceğine kimse inanmamaktadır çünkü iktidarın atmış olduğu adımlar yaşananları örtbas etme amaçlı ve yeni bir mağdur AKP yaratmaktır.

Bugüne kadar bu ülkeyi bölen elleri kırmayan, üstüne üstük onlarla müzakere masalarına utanmadan oturanlar, yolsuzluğu ortaya çıkaranların ellerini kırmaktan bahsediyor. Milliyetçi Hareket Partililer olarak Biz de diyoruz ki, bu ülkeyi yatak odalarında rüşvet paraları içinde yüzen çetelere, bu çeteleri koruyanlara, peşkeş çekenlerin, yetimin hakkına göz dikenlerin, milletin parasına el uzatanların hakkından geleceğiz, hesabını tek tek soracağız

Soruşturmaya müdahil olan Başbakan ve bakanlar suç işlemektedirler. Bunu bir savcı alıp iddianame yapmalı kimseyi suçlu ilan etmiyoruz, yalnız soruşturmanın sonuçlanabilmesi için sonuna kadar gitmelidir.”Başbakan soruşturmanın zirveye ulaşacağını gördüğü için belki de bu kadar diktatörce davranmaktadır. Üzüm salkımı şeklinde birbirine bağlanan kirli ilişkiler ve adeta bir saadet zinciri kurmuştur. Aklanan kara paranın yaklaşık 100 milyar Avro’dur. Bu rakamın  bütçe gelirimizin yarısından fazladır. Burada tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Söz konusu miktarla, onlarca Marmaray, İstanbul boğazına yüzlerce üçüncü köprü yapılabilir. Başbakan vatandaşın hesabını simide getiriyor, yandaşların hesabını para sayma makinesine. İşte AKP’nin bahsettiği  adalet anlayışı budur. Başbakan Erdoğan’ın ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’ye provokasyon yaptığı suçlamasında bulunduğunu, ardından Dışişleri Bakanlığı’nın yazılı açıklamayla düzeltme yapılmıştır.  “Eğer böyle provokasyon yapmışsa tut kulağından dışarı at. Sizi engelleyen mi var? Haydi istenmeyen adam ilan et de görelim.Hükümetin, Halkbank üzerinden operasyon yapıldığına ilişkin ısrarı var. Bunları dinlemeye karnımız tok. Biz işin özüne bakıyoruz. Neden Vakıfbank’a, Ziraat Bankası’na yapmıyorlar da Halk bankasına yapıyorlar.?  Polislere yönelik idari ve cezai tasarruflar açığa çıkmasından endişe duyulan büyük şeylerin varlığına işaret etmektedir. Dünyanı hiçbir yerinde görülmemiş olaylara şahit oluyoruz. Hangi ülkeye giderseniz gidin, hiç bir Başbakan ve ekibi yolsuzluk ve hırsızlık yapanları korumak için emniyet görevlilerini görevden almamış, bilakis operasyonların daha da genişletilmesi ve sonuca varılması için emniyet güçlerine ve soruşturmayı yürüten yargı mensuplarının önünü açmıştır

Eğer kendi ihmalleri varsa da istifa etmişlerdir. AKP bunun tam tersini sergileyip yolsuzlukları yapanlara sahip çıkıp, emniyet görevlilerini görevinden almış operasyonların bir an önce durdurulması için düğmeye basmıştır. AKP dünyanın hiçbir yerinde görünmeyen bir rezilliğe de imza attığı için Nobel ödülü de almaya hak kazanmıştır. İşte bütün bu yolsuzluğun ve rezaletin başını çeken AKP’ye  30 mart 2014 tarihinde yapılacak olan mahalli idareler genel seçimlerinde dur diyeceğiz, 2015 yılı Haziran ayında yapılacak olan Milletvekili Genel seçimlerinde de sandıkta gerekli dersi verip, Allah’ın izniyle Türk Milliyetçilerini devleti yönetmekle görevlendireceğiz” dedi.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.