YALOVA DEVLET HASTANESİNDE GREV

Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready...

 

 

Ankara Katliamı’nda yitirdiğimiz arkadaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

Yitirdiğimiz arkadaşlarımızı da sizin yaptıklarınızı da unutmayacağız.

Yalova Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyeleri Ankara katliamında kaybedilen canlar anısına, Yalova Devlet Hastanesi çalışanları bir günlük grev yaptı. Yalova Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İl Temsilcisi Nezaket Ünal yaptığı açıklamada;

Değerli Arkadaşlar,

Öncelikle belirtmek gerekir ki grev Anayasal ve Uluslararası bazda ülkemizce imzalanan bir haktır.

Ve bu günlerde en çok ihtiyacımız olan şeyi Nazım şöyle söylemiş:

Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe,

Bu davet bu hasret bizim.

Saygıdeğer emek ve Demokrasi dostları,

Üç gün önce tam bu dakikalarda binlerce kişi Ankara’da Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi için toplanmıştık.

Türkiye’nin dört bir yanından;

Emek, Barış, Demokrasi diye haykırmak için;

İşçilerin, kamu çalışanlarının, işsizlerin, yoksulların, ezilenlerin, sömürülenlerin sesini duyurmak için;

Yolsuzluğa, hırsızlığa ve sömürüye karşı emeğin mücadelesini yükseltmek için;

Her türlü baskı, şiddet ve zorbalığa karşı özgürlükleri ve demokrasiyi savunmak;

Çatışmadan, ölümden medet umanlara, ülkeyi kan gölüne çevirenlere “Dur” demek için

yola çıkmış ve Ankara Garı önünde buluşmuştuk.

Mitingin Ankara Valiliği’ne bildirimi yapılmıştı.

Mitingimiz barışçıldı; orada türkülerimiz, halaylarımız, simidimiz, çayımız, balonlarımız, rengârenk flamalarımız, coşkumuz, çocuklarımız, dedelerimiz vardı.

Bir saniye içinde kana buladılar bu tabloyu. Daha sabahın ilk saatlerinde sivil halkın bizim gibi emekçilerin içinde SAAT 10.04 te eş zamanlı olarak iki bomba patlatıldı.

128 canımız gitti. 400’e yakın canımız yaralandı.

Üzgünüz, Öfkeliyiz, Yastayız ve İsyandayız!

Yetmedi eylemden illere gelen arkadaşlarımız bu vahşete karşı yürüyüşlerde coplandı gazlandı.

“Emek değerini bulsun, ülkede huzur olsun, zorbalığa son olsun” demek üzere bir araya gelmiş olan, yitirdiğimiz arkadaşlarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.

Yaralı arkadaşlarımıza acil şifa ve sağlık diliyoruz.

Değerli Arkadaşlar,

Bilmelisiniz ki bu eylem son yılların en kalabalık eylemi olacaktı. Kimi illerden 100, kimi illerden 45-50 otobüs kalkmıştı. Ülkede sağlıkçılardan, eğitimcilerine, makine ve ziraat mühendislerinden, büro memurlarına ve işçisine ve hatta işsizine, öğrencilerden, sivil toplum kuruluşları ve de derneklere değin herkes, Ülkemizde estirilen şiddet ve savaş terörüne dur demek için oradaydı.

Bu eylemin önemli bir diğer yanı ise, taşeron işçiler orada olmasıydı, örgütlü ve sendikalı olarak taşerona dur demek için silaha değil işçiye para demek için, barış için oradaydılar.

Korktular. Ayağa kalkmış bir ülkeden, değişen ve birleşen örgütlenmeden, bu gidişe karşı kuvvetlenip güçlenen itirazdan korktular.

ÇOK SES TEK YÜREK olmamızdan korktular.

Ankara’da patlayan bombaların sorumluları bellidir.

O sorumlular diktatörlük hevesleri 7 Haziran seçimlerinde kursaklarında kalanlardır.

O sorumlular 400 vekil hevesi duvara toslayanlardır.

O sorumlular katillere silah ve mühimmat gönderenlerdir.

Komşu ülkeleri savaşa, kendi ülkesini kana ve göç dalgasına bulayanlardır.

O sorumlular koltuk sevdasına düşüp ülkeyi kana boğanlardır.

Bizi korkutarak, yıldırarak, sindirerek, yani terörle durdurmayı umuyorlar.

Tüm Türkiye terörü kimlerin yarattığını görmüştür artık.

Bizler canını dişine takıp,   bu toprakları sömürenlerden, zorbalardan, işbirlikçilerden, kadınları yoksulları köleleştirenlerden kurtaran, düzensiz düzeni yıkıp yeniden kuran bir neslin evlatlarıyız.

Bizler sahile vuran ölü çocukların çığlıklarıyız.

Yılmayız; sinmeyiz.

Ey bombacılar! Koltuk hırsından gözü dönmüş insanlıktan çıkmış zorbalar, Size sesleniyoruz:

Bütün vahşetinize karşın biz eşit, özgür, ille de laik ve demokratik bir ülkede, bir arada, barış içinde, emeğimizin karşılığını alarak yaşamanın mücadelesini sürdürmeye kararlıyız.

Ey bizi parmakla saymaya kalkma gafletine düşenler!

Bilmelisiniz ki bu yolda arkada kalanlar bizlere yetişecek, gönlü bizde olanların bedenide yuvasına dönecek,

Bilmelisiniz ki akıl ve insanlık kazanacak.

Bu yolda canını veren arkadaşlarımız,

Sizinle kreş hakkı için yaptığımız eylemlerde coplandık,

Ülkeyi taşeron cehennemine çeviren bir siyasete karşı, Taşeron işçilerle birlikte mücadele ettik.

Ankara’nın buzlu yollarında 4/B Lİ çalışanların kadrosu için oturma eylemleri yaptık.

Doğum izinleri ve ücretsiz izinler için yaptığımız eylemlerde gaz bombardımanına boğulduk,

Birbirimize su, birbirimize nefes verdik, yan yana omuz omuza direndik,

Her yıl toplu sözleşme dönemlerinde ördüğümüz grevlerde baskı ve tehditle yıldırılmaya çalışıldık,

Şiddet zorbalığa tacize ve tecavüze saltanat egosuna, birlikte karşı durduk,

İnsan yakışır anlayıştan ve mücadeleden asla vazgeçmedik, korkmadık sinmedik, özümüzü bozmadık, yardakçılık yapmadık, onurumuzla dimdik ayakta kaldık.

Sularımızın barajlara hapsedilip satılmasına, binlerce ağacının kesilip ülkeye kanser yayan nükleer santrallerin kurulmasına karşı, insanın en temel hakkı olan yaşama hakkını, bu toprakları ve halkımızı savunduk, tutuklandık, hapsedildik, sürgünler yaşadık,

Ama yılmadık, insanca yaşayacak ücret, çalışma koşulları, ücretsiz sağlık hizmeti ve kamu hizmetleri için, sayısız eylem ve etkinliklerle azimli mücadelemizi büyüttük.

Bu vatan ve vatandaş için, insanlık ve güvenli bir gelecek için mücadele ettik.

İnsanları, o ya da bu diye ayırmadan, parçalayıp bölmeden insan yakışır bir tarzla bir araya getirmeye gayret ettik.

Biz sizinle insanlık ölmedi dedik, dedirttik.

Kuşkusuz sizler bu çağın çok ilerisinde barışçıl, günahsız, daha iyi bir dünya örmek için ölüme giden, halk kahramanlarısınız.

Vatanın karış karış satılmasına, susmadan itiraz eden vatanperverlersiniz.

Sizler ilerici ve sadece kendinin değil, herkesin geleceği için mücadele eden, insancıl bir devrim yolunun şehitlerisiniz.

Sizler kanlı ve kara bir tarihin sayfalarına ak pak düşenlersiniz!

Bizler için yaptıklarınızı da sizi de asla unutmayacağız, ruhunuz şad olsun, üzerinize yıldız yağsın.

Ruhunuz rahat olsun. Biz kazandık!

Sizleri SES YALOVA, TÜM BEL SEN YALOVA, DEVLET HASTANESİ SAĞLIK EMEKÇİLERİ YALOVA,

YALOVA NIN DUYARLI VATANDAŞLARI OLARAK, Bertolt BRECHT in o eşsiz şiiriyle uğurluyoruz: .

Saraylar saltanatlar çöker bir gün,

Kan susar, zulüm biter,

Leylaklarda açar üstümüzde, güllerde biter,

Bu günlerden geriye, bir yarınlar kalır, bir de

Yarınlar için direnenler.

SES YALOVA-KESK

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.