KATFA-DER’DEN KADINLARINA YÖNELİK ŞİDDET İLE MÜCADELE GÜNÜ AÇIKLAMASI

Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready...

25 Kasım kadına yönelik şiddetle mücadele günü çıkış nedenini hepimiz biliyoruz Dominik Cumhuriyeti’nde yaşayan Mirebal kız kardeşlerin diktatörlüğe karşı geldikleri için katledildikleri Gün olan 25 Kasım 1981’den bu yana tüm dünyada kadına yönelik şiddetle mücadele günü olarak anılmaktadır.

Kadına yönelik şiddetin Mücadele günü olarak anılması Ve toplumsal farkındalık yaratmak amacı ile birleşmiş milletler tarafından 25 Kasım 1999’dan bu yana tüm dünyada 25 Kasım kadına yönelik şiddetle mücadele günü olarak ilan edilmiştir.

Kadına yönelik şiddetin tarihçesi çok eskilere dayanmaktadır. Kadın her toplumda, tüm dünyada hak ettiği değeri asla bulamamıştır. Toplumun yarısını oluşturan kadın gerektiği değeri görememiş eşit haklardan yararlanamamıştır.

Eril toplum, eril siyaset, eril yönetim mekanizmaları kadına hak ettiği konumu vermemiştir.

Kadınlar en yakınındaki erkekler tarafından şiddete maruz bırakılmaktadırlar. Üstelik ve bunlar en güvendiğimiz erkekler tarafından uygulanmakta. Kimi zaman babaları, kimi zaman erkek kardeşleri,kimi zaman kocaları, kimi zaman partnerleri ve erkek arkadaşları tarafından çeşitli türlerde şiddete maruz kalan kadın inandıkları ve güvendikleri en savunmasız oldukları yerdedirle. Ne yazık ki aile içi şiddet çoğunlukla anlatılamamakta ve üstü örtülmektedir.
Neredeyse her gün üç kız kardeşimiz katledilmek de.
Cezaların yetersiz olması sebebiyle şiddetin dozajı gün geçtikçe artmakta. Şiddete uğrayan kadının yaşam tarzı sorgulanmakta. Açık giyinmişti davetkardı gibi bahaneler uydurularak yaptıkları eyleme kılıf bulmaya çalışıyorlar. Oysa ki renk en çok kadına yakışır kadın mutluysa renkli giyer kadın mutlu ise kendine bakar. Çocuklarına eşine karşı daha sevgi dolu olur.

Şiddeti uygulayanın da kılık kıyafetine bakılarak ceza indirimleri uygulanmaktadır.

İstanbul sözleşmesinden çıkılması ile kadın kendini daha güvensiz hissetmek de oysaki İstanbul sözleşmesinin ilk beş maddesi Kadını ve aileyi korumakla devlete yükümlenen maddelerdir.
Kadına yönelik şiddetle mücadele etmek istiyorsak ilk önce toplumsal cinsiyet eşitliğini okullarda aile içinde çocuklarımıza vermeliyiz. Aile içinde kız ve erkek çocuklara eşit hakların verilmesi ilerde çocukların eşlerine ailelerine karşı tutumlarına davranışlarına yön verecektir. Okullarda toplumsal cinsiyet eğitiminin verilmesinin de doğru olduğuna inanıyorum.

Hiçbir kadın, hiçbir canlı, hiçbir varlık şiddete maruz kalmamalıdır yaşam hakkı herkes için eşittir.

Güçlü kadınlar güçlü ve sağlıklı toplumları Sağlıklı toplumlar mutlu bir dünyayı oluştururla. Kadının güçlü olmasıyla her şey değer ve anlam kazanır.

Ayrıca öğretmenlerimizi de unutmayalım başta baş öğretmenimiz ulu önder Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizin gününü kutluyorum. Sağlıklı nesillerin devamı için öğretmenlerimizin yükümlülüğü de çok fazladır.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.