TÜRK OLMAK

Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready...

Geçtiğimiz hafta Genelkurmay başkanlığı bir açıklama yaptı. Son yaşanan olaylardan ötürü, ordumuza gönüllü askerlik yapmak için başvurular had safhaya ulaştı diye. Ne mutlu bize diye iç geçirdim ve bir mail de ben attım, böyle bir şey mümkün değil ama hassasiyetimizin hem farkına varılması hem de silahlı kuvvetlerimize motive ve moral açısından olumlu bir katkı sağlayacağını düşündüğüm için gönderdim mailimi.

 

Biz millet olarak söz konusu Vatan ise gerisini teferruat saymayı kendimize ilke edinmiş o doğrultuda yaşamayı yeğlemişizdir. Başka milletler gibi, ne kaçıp yabancı ülkeye sığınırız ne de üç beş çakal için malımızı mülkümüzü ve de Vatanımızı terk ederiz.

 

Türkiye de Suriyeli sığınmacı sayısı milyonlarla ifade ediliyor, bunların büyük bir çoğunluğu da erkek, hem de genç ve tutarlı sağlıklı erkekler. Ve çoğunluğu da Müslüman, yani Vatan uğruna şehit olununca mükâfatının ne olacağını fazlasıyla biliyorlar.

 

Amerika Irağı vurduğunda Iraklılar kaçmadı mesela, ya da Lübnanlılar, ancak gelin görün ki Suriyeliler topraklarını, mallarını mülklerini bırakıp zavallı bir halde sığınmacı olarak ülkemizdeler (düşkün olanlar, hasta, kadın ve çocuklar bu genellemeye dâhil değildir.). Bizim için bir problem yok, rahat durdukları sürece, gerek İslamiyet’in gereği, gerekse de Türk töresi onları misafir etmesini öğretti bize, ama acıdığım şey şu, ülkelerinde kalıp kahraman olmak var iken, gelip burada dilenci olmayı yeğlediler, tercih onların ancak, Vatansız kalmak ya da Vatanı var iken başkasının Vatanında hakir duruma düşmek, mantığın gereğinden değil.20 ile 40 yaş arası Suriyeli erkek sığınmacılara korkak gözüyle bakıyorum artık.

 

Bakın biz en ufak bir terör eyleminde bile gözümüzü kırpmadan savaşmaya ya da mücadele etmeye yeltenirken, onların bizim tam aksimize davranması, Türk olmanın verdiği bir gururdur. Asırlarca, İslamın sancaktarlığını yapmış bir milletiz, yedi kıtaya nam salmış bir milletiz biz böyle üç beş çakalın hain saldırılarına pabuç bırakıp kaçmayız. Bir ölürsek bin doğarız, kimse bizi Suriye ile karıştırmasın. Buna yeltenecek bir güçte tanımıyorum Dünya da. Bu özelliğimizi de yüz yıl önce Çanakkale de destansı bir şekilde tüm dünyaya ilan ettik,

 

Özetlersek, topraklarını işgalcilere bırakıp, elin toprağında sefalet süreceğinde, kendi toprağında kal, savaş ve mükâfatını al ya bu dünya da ya da öbür dünya da…

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.