Yalova’da Ağaç Kıyımı: TİGEM’de Başladı Yürüyen Köşke Dayandı

Haberi Sesli dinle
Getting your Trinity Audio player ready...

Son dönemde Yalova’da endişe verici şeyler oluyor. Adeta eline baltayı alan ağaçlara saldırıyor. Güneyköy havzasında halen faaliyette olan taş ocaklarının işletme kapasitelerinin arttırılması ve yeni taşocağı ruhsatları verilerek alan genişletme çalışmalarının başlamasıyla birlikte bu bölgede yüz binlerce ağacın katledilmesinin yolu açılmaya çalışılıyor.

Kısa bir süre önce, Yalova – Çınarcık yolu üzerinde halen yapımı süren Yalova Üniversitesi Kampus binası inşaat alanında bazıları 50 – 60 yaşlarında bazıları da henüz fidan olan yüzlerce çam ağacı katledildi. Bu ağaçların niçin kesildiğine ilişkin sorulara bu güne kadar hiçbir yanıt verilmedi.

yalova-platformu-4

Gözlerini rant hırsı bürümüş yağmacıların iştahlarını kabartan şehir içindeki yeşil adacıklardan birisi olan Yalova Lisesi bahçesi de tehdit altında. Bu alanın yapılaşmaya açılması yönündeki girişimlere karşı sivil toplum kuruluşlarının gösterdiği tepkilere rağmen Yalova Belediyesi bu alana imar izni vermekte bir sakınca görmedi. Yalova Lisesi’nin karşısında gençlik ve spor etkinlikleri için ayrılmış çok geniş bir alan mevcut iken, lisenin bahçesine gençlik merkezi binası yapılması bahçenin daraltılması ve işlevsizleştirilmesinden başka bir sonuç taşımayacağı gibi, bir oldubitti ile bahçe içersindeki ağaçların da yok edilmesi tehlikesini taşımaktadır.

yalova-platformu-3

Bu sorumsuz davranışların son örneği, bahçesinde yer alan çınar ağacının uzayan dallarının zarar görmemesi için Atatürk’ün talimatıyla kaydırılarak yeri değiştirilen ve bu özelliğiyle de doğa sevgisinin ülke çapında simgesi olan “Yürüyen Köşk” ün hemen yanı başında yaşandı. Köşke çok yakın mesafede bulunan ağaçlar, asli görevi tarımsal üretim olan bir kamu kurumunun yöneticilerinin talimatı ile katledildi.

yalova-platformu-2

Araştırma Enstitüsü müdürü tarafından konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada, “Arazi güvenliğinin sağlanması amacıyla yapılacak olan çite engel teşkil ettiği için sınır ağacı olarak dikilmiş olan iki adet ağacın ‘uzaklaştırıldığı’ kesilen ağaçların kavak türü olup on yıldan sonra kesilebilecek ağaçlar olduğu ve benzer uygulamaların devam edeceği” belirtilmiştir.

Çelişkilerle dolu bu açıklamada yer alan ve esasen idari bir terim olan “uzaklaştırma” ifadesinin ne anlama geldiğini anlamış değiliz. Ancak gördüklerimiz, söz konusu ağaçların herhangi bir yere uzaklaştırılmadıkları, oldukları yerde katledikleri yönündedir.

Kendilerinin de ifade ettikleri üzere, zamanında sınır ağacı olarak dikilmiş olan kavak ağaçlarının, bu kez sınıra engel oluşturduğu yönündeki iddianın mantıklı bir açıklamaya ihtiyacı olduğu açıktır.

Kesilen ağaçların kavak ağacı oldukları ve on yıldan sonra kesilebileceklerine ilişkin bir ifade, ağaca, insan doğasının ayrılmaz yaşamsal bir parçası olarak değil, sıradan ticari bir meta olarak bakan tüccar zihniyetin dışavurumudur. Çünkü ağaçların, belirli bir süre geçtikten sonra toplanmaması halinde tarlada çürüyecek olan bir zerzevat olmadığını, herkesten önce bu kurumun yöneticileri bilmek durumundadır.

Bizler, ağaçlarının ömürlerinin kurum yöneticileri tarafından değil doğa tarafından belirlenmesi gerektiğini, ağaçların ayakta ölme haklarının, onların dokunulmaz bir hakkı olduğunu savunuyor, bundan sonra tek bir ağacın bile kesilmesini izin vermeyeceğimizi duyuruyoruz.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.